İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı ve Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Öksüz, Kipaş Holding tarafından yayınlanan Almanak 2024’e açıklamalarda bulundu.
Döviz kurlarının enflasyonla paralel bir artış göstermemesi nedeniyle ithalatın cazip hale geldiğini belirten Öksüz, bunun da özellikle tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde olumsuz sonuçlar doğurduğuna dikkat çekti.
Türk tekstil ve konfeksiyon sektörlerinin güçlü bir entegre çalışma modeline dayandığını belirten Öksüz, ithalata yönelmenin sektöre büyük zararlar verebileceğini ifade etti.
‘Üretim ekosistemimizi koruyamazsak oyunu kaybederiz’
Öksüz, “Koca koca markalar, sadece biraz daha ucuz olduğu için ithalata yöneliyor. Ancak üretim ekosistemimizi koruyamazsak, bu oyun artık bizim için kaybedilmiş olur. Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim sektörü üretim ve ihracat gücünü entegre çalışmalardan alıyor. Bu yapının bozulmaması, ithalata yönelmek yerine yerli üretime yönelmek gerekiyor. Hazır giyim sektörü sayesinde tekstil sektörü büyüdü, aynı şekilde tekstil altyapısı sayesinde konfeksiyon gelişti. İthalata yönelmek, yerli üretime darbe vuruyor. İç piyasada, hazır giyimcilerin bulamadığı ürün neredeyse yok” dedi.
İthalatın engellenmesi için ek vergilerin yeterli olmadığını, Dahilde İşleme Rejimi (DİR) ile yapılan ithalatın sektöre ciddi zararlar verdiğini belirten Özksüz, “Ticaret Bakanlığı bu konuda bazı adımlar atıyor, ancak bu adımlar yeterli değil. Türkiye’nin yeterli üretimi olan ürünlerde ithalatın daha sıkı denetlenmesi gerekiyor” diye konuştu.
‘Sektör 2025’te markalaşmaya odaklanacak’
Tekstilin küresel ekonomideki daralmadan en fazla etkilenen sektör olduğunu hatırlatan Öksüz, Avrupa pazarında yüzde 17,6’lık kayıp yaşandığına dikkat çekti.
6 Şubat depremlerinin de etkisiyle sektörün artan maliyetler ve finansal yüklerinin baskısı altında kaldığını ve işletmelerin mevcut kapasiteyi koruyarak kayıpları en aza indirmeye çalıştığını ifade eden Öksüz, Uzak Doğu baskısının da etkisiyle firmaların yeni yatırım yapamayacağını, onun yerine mevcudu koruyup markalaşmaya odaklanacağını söyledi.