Sektör temsilcileri, söz konusu gelişmede yabancı markaların artan satışlarının yanı sıra Türk markalarının yurtdışı tedarike öncelik vermesi de etkili olduğunu dile getiriyor. Yılbaşından itibaren uygulanmaya başlanan İlave Gümrük Vergisi’ndeki (İGV) düzenlemeye rağmen kurun değerli TL’nin etkisi ile ithalatın süreceğini dile getiriyor.
Sektör temsilcilerinin verdiği bilgiye göre hazır giyimde ithalatı patlatan sebeplerinin başında yüksek üretim maliyetleri ve enflasyon oranının altında kalan kur artışı geliyor. Geçen yılın tamamında enflasyon yüzde 44 seviyelerinde gerçekleşirken, kurdaki artış yüzde 20 seviyelerinde kaldı. Aradaki bu 20 puanlık fark şirketlerin gelirlerinde önemli oranda erozyona yol açtı. İhracatta düşüşü getiren bu gelişmeye bağlı olarak şirket kapanmaları ve konkordatolara yol açtı. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre 2024’ün tamamında hazır giyim sektörü ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 6,9 düşerek 17 milyar 920 milyon dolara geriledi. İthalat ise 2024 yılı 11 ayında bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 15 artışla 4 milyar 20 milyon dolar seviyesine çıktı.
Çin ve Mısır ilk sırada
Bu sektörde en fazla ithalat 733 milyon dolar ile Çin’den yapıldı. Bu ülkeyi son yıllarda Türk yatırımcıların odağında yer alan Mısır izledi. Mısır’dan gerçekleştirilen ithalat 11 ayda bir önceki yılın da tamamını geride bırakarak 260 milyon dolara yükseldi. Yılın tamamında bu rakamın 300 milyon dolara yaklaşması bekleniyor. Son 5 yıllık rakamlar incelendiğinde ise Mısır’dan yapılan hazır giyim ve konfeksiyon ithalatının yüzde 168 artış gösterdiği görülüyor. Mısır’ı ise istihdamın ucuz olduğu ülkelerden 304 milyon dolar ile Bangladeş, 161 milyon dolar ile Vietnam ve 64 milyon dolar ile Hindistan izledi.
‘Karanlık tablo var’
Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Jak Eskinazi, tekstil ve hazır giyim sektöründe tablonun kapkaranlık olduğunu söyledi. İthalattaki bu astronomik artışın sebebinin uygulanan yanlış politikalar olduğunu kaydeden Eskinazi, “Bu kur politikası ile ithalat 10 milyar dolar bile olur” dedi.
Türkiye’nin göreceli rekabet üstünlüğüne sahip olduğu tekstil ve hazır giyim sektöründe rakiplerine göre pahalı ülke konumuna düştüğünü ifade eden Eskinazi, “Dünya bizden ucuz olunca nasıl ithalatın önüne geçebiliriz? Biz eskiden rekabet edebiliyorduk, şimdi edemiyoruz. Mevcut şartlarda ithalatı durduramazsınız. Durdurursanız giydiğiniz bir malı dört misli fiyata giyersiniz. Bir pantolonu dört misli bir ceketi beş misli fiyata alırsınız. Bu kadar fark var aramızda. Bu kur politikasıyla düzelmez, kur biraz daha aşağıya giderse biraz daha ucuz olur, biz hiçbir şekilde imal edemeyiz. Bu tamamen yanlış politikanın neticesidir. ‘Türkiye’de üretmeyin, yurtdışında üretin’ diyorlar. Bütün büyük mağazalar yurtdışında üretiyor. Rekabet edemez yoksa. Böyle giderse ne olur? ‘Made in Turkey’ler gün geçtikçe azalacak. İthalat 10 milyar dolar olur. Türkiye’de imal edilen bir mal çok pahalı olur, onu da almazsınız. Yabancı markalar Türkiye’de olduğu sürece ithalatı yapacaklar” bilgisini verdi.
‘Türkiye pahalı ülke oldu’
Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş da 2025’te de kur politikası bu şekilde devam ederse ithalatın devam edeceğini fakat alım gücünün düşük olması sebebiyle oransal anlamda daha fazla artmayacağını söyledi.
Türkiye’nin artık pahalı bir ülke olduğunu belirten Sertbaş, “Türkiye’de üretmek, ithal etmekten daha pahalıya geliyor. Üretimimiz pahalı olduğu sürece ithalat durdurulamaz. Hazır giyimin gereklerini karşılayamıyoruz. Maliyetlerimiz çok yükseldi. Kur artışı enflasyonun altında kalıyor. Dolayısıyla bizim ürünlerimiz pahalı hale geldi. İhracatta fiyat tutturamıyoruz. Uzakdoğu ülkelerinden çok daha ucuza ürünler getiriliyor.” diye konuştu.
Kur ve enflasyon politikasının 2025’te de böyle devam etmesi durumunda ithalatta artışın devam edeceğini belirten Burak Sertbaş, “Türkiye’de alım gücü her geçen gün düşüyor. İthal ürünler Türkiye’de üretilenlerden daha ucuz olsa da düşen bu alım gücü sebebiyle ithalatın daha fazla artacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
Hazır giyimde ihracatın önünü açacak önlemlerin alınması gerektiğine dikkat çeken Sertbaş, “İhracatın önünü açacak önlemler alındığı an ithalat da azalacak demektir. Ama enflasyon sebebiyle bunların hiçbiri yapılamıyor. Önce enflasyon düşecek. Bizim gibi sektörler eve alınacak gibi düşünüyorum” sözlerine yer verdi.
İlave Gümrük Vergisinin çözüm olmadığını dile getiren Sertbaş, “Hiçbir dönem çözüm olmadı. O ucuzluğa çözüm değil hiçbir zaman. Eğer bir ara mamul hammadde değilse gümrük vergisi eksilemiyor, zaten çok ucuz. Suriye gibi yüzde 5 vergi koyacak halimiz yok” dedi.
‘Bu yıl 5 milyar doları bulur’
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, Türkiye’nin ihracattaki pahalılığının, ithalat artışının devam etmesine sebep olacağını söyledi. Ekonomi Gazetesi’ne konuşan Fayat, Türkiye’nin markalarında yurtdışından tedarik oranlarının önce yüzde 20’lere ardından yüzde 35’lere geldiğini, ithalattaki artışın yabancılardan ziyade üretimini yurt dışına taşıyan yerli markalardan kaynaklandığına dikkat çekti. Fayat, “Bu şekilde baskılanan kur devam ettiği sürece Türkiye’nin markaları da Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı markalar da ithalatlarını artıracak. Bu yıl da daha farklı bir senaryo beklemiyorum. Artırılan İGV’lere rağmen bu yıl ithalatın 5 milyar doları bulmasını bekliyorum. Zira bizim pahalılığımız İGV’den çok daha fazla etkiliyor maliyeti” dedi.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, maliyet enflasyonu sebebiyle özellikle yerel markaların yurtdışından tedarik yaptığını; Bangladeş, Çin ve Mısır gibi ülkelerden getirip satış yaptıklarını belirterek, İGV oranlarının bunu engellemek için artırıldığını fakat bu koruma önlemlerinin ithalatın önüne geçmeye yetmeyeceğini kaydetti.
Tekstilde ‘DİR’ uyarısı: Suistimal arttı
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, dahilde işleme rejimi (DİR) kapsamında ülkeye giren, kontrol edilmediği için suistimal edilen ürünlerde artış olduğunu söyledi. Öksüz, 2015’ten beri genel ithalat içinde DİR payının azaldığını fakat tekstil ham maddelerinde yüzde 18’den yüzde 23,5’e yükseldiğini kaydetti.
Öksüz, şöyle konuştu: “Genel ithalat içinde DİR’in payı 2015’te yüzde 16,8, tekstilde yüzde 18 idi. Genel ithalat içindeki DİR oranı düşerken tekstilde geçen sene yüzde 23,5’e çıktı, iplikte yüzde 50’yi aştı. 2024’ün ithalatta 8,4 milyar dolar ile kapanması bekleniyor. Bu da 2 milyar dolardan fazla ürünün vergisiz geldiği anlamına geliyor. DİR kapsamında ithalatı yüzde 30-40’ının STA imzalanan ülkelerden geliyor. DİR, yeterli üretimi olmayan ürünlerde rekabet edebilmek için geliştirilen bir enstrüman. Ama bizde kontroller yapılmadığı için suistimal ediliyor. Şahit numune alınması konusunda bakanlığa talebimizi ilettik. Uygulama hayata geçmezse bu suistimal daha da artacak.”
(Kaynak: Gözlem gazetesi)