Türkiye hazır giyim ana sanayi içerisinde yarattığı katma değerle önemli bir ihraç kalemi olan triko sektörü, üretim ve ihracatta alarm veriyor. Son dönemde finansal darboğaza bazı sektör firmaları, günü kurtarabilmek için makinelerini satışa çıkarırken bazı firmalar da istihdam gibi alanlarda küçülme yoluna gidiyor. İhraç kilogram fiyatı 27 dolara yaklaşan triko sektörü, halen Türkiye ihracatında ‘stratejik’ bir öneme sahip.
“Sözün bittiği yerdeyiz” diyen Triko Sanayicileri Derneği (TRİSAD) Başkanı Mustafa Balkuv, triko sektörünün yaşadığı yapısal sorunlara ve son dönemdeki ekonomik baskılara dikkat çekerek üretim gücünün hızla erozyona uğradığını, mevcut ekonomik programın ihracatçıyı taşıyamayacak noktaya getirdiğini söyledi.
Dünya gazetesinden Nurdoğan A. Ergün’ün haberine göre, 2023 yılında 2 milyar 650 milyon dolar olan triko ihracatının, 2025 yılı sonunda 2 milyar dolara gerileyeceği öngörüsünde bulunan Balkuv, son iki yılda 650 milyon dolarlık bir kayıpla sektörün alarm verdiğine dikkat çekti.
Balkuv, “Enflasyonu düşürmek için iki yıldır uygulanan, içinde üretim olmayan programda yük tamamen ihracatçının sırtına yüklenmiş durumda. Bu yük artık taşınamaz noktaya geldi” ifadelerini kullandı. İçinde üretim olmayan bir ekonomik programın başarılı olma şansının düşük olduğunu savunan Balkuv, “Sanayi olmazsa ne kalkınma, ne istidam, ne de zenginleşme olur. İki sene sonra enflasyon hedeflenen düzeye indirilmiş olsa bile üretim yapacak şirket kalmayacak” dedi.
‘Altıncı bölgede bile işçilik bin 200 dolar’
Her yıl yüzde 10 büyüme hedeflenirken küçülme yaşandığını söyleyen Mustafa Balkuv, 2022’deki siparişler geri dönse dahi talebe cevap vermekten uzak olduklarını belirtti.
İhracatçıların zor şartlar nedeniyle kaynaklarını küçülme yönünde kullandığını ve bunun da büyüme için gerekli yatırımların önünü tıkadığını ifade eden Balkuv, “2020 ile 2025 arasında işçilik ücretleri yüzde 420, enflasyon yüzde 260, döviz kuru ise yüzde 160 arttı. Bu oranlarla ne rekabet edilir ne yatırım yapılır. Ülkemiz pahalı olmaktan çıkıp, neredeyse dünyanın en pahalı ülkesi haline geldi. Üretim üssü olarak yatırımlar yaptığımız 6’ncı bölgelerde bile işçilik maliyetleri bin 200 dolar oldu” yorumunu yaptı.
“Triko, hazır giyimin en zor ama en katma değerli alanı” diyen Balkuv, Türkiye’nin genel ihracat kilogram birim değerinin 1,5 doların altında seyrettiğini, triko ihracatının ise 27 dolarlık birim değeriyle ülke ortalamasının yaklaşık 20 katı daha fazla gelir sağladığını belirtti. “Savunma ve mücevher sektöründen sonra en çok katma değer yaratan sektörüz” diyen Balkuv, “Eğer tekstil ve hazır giyim olmasaydı, bugüne kadar 520 milyar dolarlık bütçe açığı verilirdi” diye konuştu.
‘Yarattığımız mucizeler sürdürülebilir değil’
“30–40 yıldır çalıştığımız müşterilere sadece ayakta kalmak için üretim yapıyoruz” ifadelerini kullanan Mustafa Balkuv, şöyle devam etti: “Bu sürdürülemez. Devlete borç verenler değil, yatırım yapan, istihdam sağlayan, ihracat yapan sanayiciler değerli olmalı. İki yıldır aynı şeyleri konuşuyoruz ama her sabah daha ağır yükle uyanıyoruz.
Galiba artık sözün bittiği yerdeyiz. Geç kalınmış olsa da, üretimi destekleyen makro düzeyde ciddi tedbirler alınmalı.” Son 5 yıldaki işçilik ücretleri, enflasyon ve döviz kurundaki fahiş artışlara dikkat çeken Balkuv, bu orantısız ortamda küçülmeler yaşansa da sektörün mucize yaratmaya devam ettiğini söyledi. Balkuv, ancak, bu durumun sürdürülebilir olmadığını ve Türkiye’nin önemli ölçüde üretim gücünü kaybettiğini savundu.
Adetteki kayıp cirodan fazla
Hazır giyim sektörü içerisinde yarattığı katma değerle önemli bir yer tutan triko sektörü, ihracatta kan kaybetmeye devam ediyor. Sektörün ilk çeyrek verilerine bakıldığında adet bazlı kayıplar, cirosal düşüşün iki katını geçti. Ocak ayında 2024’ün aynı ayına göre cirosal yüzde 3,87 olurken adetteki düşüş yüzde 7,21’i buldu. Benzer şekilde şubat ayında yüzde 12,09’luk ciro kaybı yaşayan sektörün bu aydaki adet kaybı yüzde 18,47 oldu.
Mart ayında da 2024 Mart ayına kıyasla triko ihracatında genel bir düşüş söz konusu. Hem adet hem de kilogram bazında daha az ürün ihraç edildi. Bu ayda sektörün değer kaybı yüzde 1,40 olarak kayıtlara geçerken adet farkı yüzde 8,34’e ulaştı. Miktardaki sert düşüşe karşılık değerin daha az düşmesi ihraç edilen ürünlerin birim değerinde bir artış yaşandığına işaret ederken ihraç kilogram birim fiyatı 23,32 dolardan 23,76 dolara çıktı.