Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı Pınar Taşdelen Engin, Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası’nın (TTSİS) yayın organı Tekstil İşveren dergisine açıklamalarda bulundu.
UTİB’in 2024 yılı ihracatının 1 milyar 272 milyon 280 bin dolar olarak gerçekleştiğini ve bu değerin 2023 ile paralel seviyede olduğunu belirten Engin, ihracattaki artışın sınırlı kalmasının nedenlerini şöyle sıraladı:
- Küresel ölçekte Çin’in pandemi sonrası pazara güçlü bir şekilde geri dönmesi,
- Ana ihracat pazarı olan Avrupa kıtasında devam eden durgunluk,
- Yüksek enflasyonun üretim maliyetlerini artırması,
- Kur politikalarının baskısı.
‘Üretimin üzerindeki yükler kaldırılmalı’
Sektörde kısa vadede bir toparlanma beklemediklerini söyleyen Engin, özellikle iç ekonomik gelişmelere dikkat çekti. Engin, “Gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik büyüme yeni pazar fırsatları yaratabilir. Ancak, rekabetin fiyat üzerinde yoğunlaşması bizim için önemli bir handikap. Bu nedenle tekstil sektöründeki ihracatçı firmaların mutlaka daha fazla desteklenmesi, üretim maliyetleri üzerindeki gereksiz yüklerin kaldırılması, firmaların finansmana uluşmasının yolunun açılması gerekiyor.” dedi.
İhracatçılara düşen görevler
Sektörün de üzerine düşen görevler olduğunu hatırlatan Engin, “Öncelikle artık günümüzün olmazsa olmazı dijitalleşme, yapay zekâ, otomasyon ve sürdürülebilir üretim gibi teknolojik gelişmelere yönelim yoğunlaşmalı. Bunu yaptığımız takdirde verimliliği artırarak rekabet gücünü yükseltebiliriz. Bunun için de destek şart.” diye konuştu.
UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin
2025’te sektörde yüzde 5’lik bir ihracat büyümesi beklediklerini kaydeden UTİB Başkanı, “Bu hedefe ulaşmak için devlet desteklerinin
artırılması, kur politikalarının üretici ve ihracatçı dostu bir yapıya kavuşması, enerji ile işçilik maliyetlerinde düzenlemelerin yapılması gerektiğine inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Tekstil sektöründeki başlıca sorunlar
Dünyanın en büyük altıncı tekstil ihracatçısı olan Türkiye’nin üçüncülük hedefini hatırlatan UTİB Başkanı Engin, sektörün karşı karşıya olduğu en büyük sorunları da şöyle sıraladı:
- Özellikle doğalgaz ve elektrik fiyatlarındaki yükseliş, üretim maliyetlerini önemli ölçüde artırdı.
- Pamuk, iplik gibi ham madde fiyatlarındaki istikrarsızlık, üretim planlamasını zorlaştırdı.
- Pandemi sonrası yaşanan lojistik sorunlar ve tedarik zincirindeki aksamalar, üretim süreçlerini olumsuz etkiledi.
- Uzakdoğu ülkelerindeki düşük maliyetli üretim, Türk tekstil sektörünün rekabet gücünü zayıflattı.
- Dünya genelinde yaşanan ekonomik yavaşlama, tüketici harcamalarını azaltarak tekstil sektörüne olan talebi düşürdü.
Tekstil sektöründe ne yapmalı?
Engin’in çözüm önerileri ise şöyle:
- Hükümetin enerji maliyetlerini düşürmeye yönelik politikaları sektör için önemli bir rahatlama sağlayabilir. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş ve enerji verimliliği projeleri bu konuda önemli adımlardır.
- Kredi imkânlarının genişletilmesi, faiz oranlarının düşürülmesi ve devlet destekli programlar, sektörün likidite sorununu çözmeye
yardımcı olabilir. - Yeni teknolojiler ve üretim yöntemleriyle daha verimli ve sürdürülebilir üretim yapmak, sektörün rekabet gücünü artıracaktır.
- Çevre dostu ve etik üretim standartlarına uygun olarak hareket etmek, tüketici tercihlerine uygun ürünler geliştirmeye ve yeni pazarlara
açılmaya olanak tanıyacaktır. - Pazar çeşitlendirmesi: Yeni pazarlara açılmak ve ürün çeşitliliğini artırmak, riskleri dağıtmaya ve büyümeyi
destekleyecektir. - Dijital dönüşüm: Yapay zekâ, büyük veri analitiği gibi teknolojilerle üretim süreçlerinin optimize edilmesi ve müşteri ilişkilerinin güçlendirilmesi gereklidir.
- Sürdürülebilirlik: Çevre dostu malzemelerin kullanımı, atık yönetimi ve karbon ayak izini azaltma gibi konularda çalışmalarımıza devam etmek durumundayız