Prof. Dr. Özlale’den tekstile çözüm: Suriye siyasetin değil sanayinin oyun alanı olmalı

Ünlü iktisatçı Prof. Dr. Ümit Özlale, tekstil ve hazır giyim sektörlerinde yaşanan sorunların Suriye alternatifiyle çözülebileceği görüşünde. Yatırımların Suriye'nin kuzeyine taşınmasına yönelik bir eylem planı yapılmasını öneren Özlale, "Suriye’yi siyasetin de­ğil sanayinin oyun alanı olarak görelim" dedi.

CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özlale, Dünya gazetesindeki köşesinde tekstil sektörünün sorunlarına dönük çözüm önerilerini paylaştı.

Daha önce kaleme aldığı “Suçlu değil başarılı: Tekstil ve hazır giyim” yazısında, her iki sektörün de ciddi bir dönüşüm noktasında olduğunu, ancak karar alıcıların kulak tıkaması sonucu kısa vadeli sorunlarla uğraşmak zorunda kaldığını savunan Özlale, “İşin şeklini değiştirmek lazım…” başlıklı yazısında bu sözün tekstil ve hazır giyim sektörünün temsilcileri ile yaptığı görüşmelerde en çok duy­duğu cümle olduğunu söyledi.

‘Öncelikle mevcut program revize edilmeli’

Türkiye’nin küreselleşme ile başlayan süreç­te önce gelişmiş ülkelerin fason üretim üssü haline geldiğini, bunun da doğru bir strateji olduğunu belirten Özlale, ancak bu sürecin sonuna gelindiğini söyledi.

Enflasyonu düşürmenin mali­yetinin sabit gelirli vatandaşlarla re­el sektöre yüklendiğini anlatan Özlale, “Türkiye’nin üretim deseni emek yoğun ve orta teknolojili sektörlerde yoğunlaşmış durumda. İhracatımız da bu sektör­lerden geliyor. Dış talebin de olum­suz seyrettiği bu dönemde kuru bas­kılamak, mevcut üretim yapımız ve finansmana erişim sorun­ları dikkate alındığında doğru bir strateji değildir. Sorunlara finansçı gözüy­le değil iktisatçı gözüyle ve bütüncül bir bakış açısıy­la eğilmeliyiz. O yüzden ilk yapılması gereken, mevcut programın revize edilmesi olmalıdır.” dedi.

‘Bizim sanayici gözünün gördüğünü yapar’

“Bizim sanayicinin aklı gözündedir; gözünün gördüğünü yapar…” sözünü başta Gaziantep ol­mak üzere birçok Anadolu kentin­deki sanayiciden duyduğunu, Ana­dolu’da birçok sanayicinin aynı sek­törde üretim yaptığı rakibinin ne yaptığına bakarak yatırım kararı aldığını kaydeden Özlale, pandemide dokunmamış (non-woven) kumaş ya da halı sek­törlerinde şirketlerin birbirlerinin elde ettikleri kara bakarak bu iki sektörde gereğinden fazla yatırım yaptıklarını ve bir atıl kapasite oluştuğunu anlattı.

Devlet Planlama Teşkilatını hatırlatan Özlale, şunları söyledi:

‘Tekstilde modernizasyon dışında yatırım desteklenmemeli’

“Sadece tekstil ve hazır giyimin değil bütün sektörlerin yatırım kararlarını ve dönüşümünü doğru yapmasını isti­yorsak planlama aklını yeniden ha­kim kılmalıyız. Örneğin tekstil ve hazır giyim sektöründe moderni­zasyon yatırımları dışında bir ya­tırımı desteklememeliyiz. Bu plan­lama aklına ayrıca teknoloji danış­manlığını da eklemeliyiz.

Özellikle emek yoğun ve düşük/orta tekno­lojili sektörlerde firma sahipleri ya da yöneticiler kısıtlı kaynaklarıyla doğru teknoloji yatırımını yapama­yabiliyorlar. Üretim bandındaki bir problemi çözme konusunda tekno­loji danışmanlığına ihtiyaç duyabi­liyorlar. Bu yüzden de devlet aklının yine devreye girip teknoloji danış­manlığı konusunda da şirketlere yol göstermesi gerekiyor.”

‘Tekstil ve hazır giyim Suriye’nin kuzeyine taşınmalı’

Kuzey Irak’ın yeniden yapılanması sürecinde yapılan ha­talardan ders çıkarılması gerektiğini belirterek, tekstil ve hazır giyim yatırımla­rının Suriye’nin kuzeyine taşınması için kapsamlı bir eylem planı yapılması gerektiğini söyleyen Özlale, şöyle devam etti:

“Yatırımlarını Mısır gibi ülkelere taşıyan sanayiciler­le görüştüğünüzde lojistik ve güm­rük süreçlerinden şikayet ettikleri­ni duyuyorsunuz. Şimdi, hemen di­bimizde, lojistik, gümrük ve diğer altyapı problemlerini çözüp düşük teknolojili ve emek yoğun sektör­lerimizi taşıyabileceğimiz bir fır­sat doğdu. Üstelik buraya taşına­cak yatırımlarda istihdam edilecek olan iş gücünü de ülkemizdeki Su­riyelilerden sağlarsak bir başka ve önemli bir problemi de hafifletmiş oluruz. Unutmayalım: Suriye’de­ki iç savaşta hayatını kaybedenler­den dolayı ülkenin insan kaynağına ihtiyacı var.

‘Markalaşma için gerekli adımlar atılmalı’

Dolayısıyla, emek yo­ğun sektörler için gerekli olan işgü­cü için ülkemizde geçici koruma al­tında yaşayan Suriyeliler önemli bir fırsat. Üstelik, doğru bir diploma­siyle, Suriye’ye yapılacak olan ya­tırımların, tıpkı Mısır ve Ürdün’de olduğu gibi, Nitelikli Sanayi Bölge­leri kapsamında yapılmasını sağ­larsak, çok önemli bir ihracat avan­tajını da elde etmiş oluruz. Burada önemli olan, Suriye’yi siyasetin de­ğil sanayinin bir oyun alanı olarak görmekten geçiyor. Özetlemeye ça­lıştığım bu dönüşüm hikayesi, Tür­kiye’de tekstil ve hazır giyim sek­törünün markalaşması ve yarattığı katma değerin artması için gerekli adımların atılmaması halinde eksik kalacaktır.

‘Nitelikli istihdam için eğitim’

Bunun için de nitelikli istihdamı sağlayacak mesleki eği­tim kurumlarına ihtiyaç var. Geçen ayki yazımda bahsettiğim teknoloji kampüsleri projesi tam da bu amaca hizmet eden bir yapıya sahip. Bu­nun dışında tekstil sektörünün sa­vunma sanayi ile beraber geliştire­ceği işbirliklerine ağırlık vermek, sektörün gerekli Ar-Ge altyapısını güçlendirmek ve teknik tekstil gibi alanlarda küresel ölçekte söz sahi­bi olmak için önemli bir adım ola­caktır.”

Exit mobile version