MÜSİAD Tekstil, Deri ve Hazır Giyim Sektör Kurulu Başkanı Fatih Canpolat, Bloomberg HT canlı yayınında açıklamalarda bulundu.
Tekstil sektörünün Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olduğunu belirten Canpolat, artan yatırımlarla üretim kapasitesinin de arttığını, ancak üretimin Avrupa ve Amerika’daki firmalar için fason üretim şeklinde gerçekleştiğini söyledi.
Pandemi sonrası Türkiye avantajı kaybetti
Marka oluşturamamanın yokluğunu derinden hissettiklerini ifade eden Canpolat, pandemi döneminde Çin ve Uzak Doğu ülkelerinin kapanması nedeniyle Türk tekstil sektörünün önemli bir ivme kazandığını anlattı.
Pandemi sonrası Çin’in yeniden devreye girmesiyle ciddi bir fiyat farkı ortaya çıktığını, Türkiye’de de maliyetlerin yükselmesi sonucu Avrupa müşterisinin tercihlerini değiştirdiğini kaydeden Canpolat, olumsuz gidişatın temel nedenlerini şöyle sıraladı:
- Hammadde maliyetlerinin artması,
- İşçilik maliyetlerinin yükselmesi,
- Döviz kurunun stabil halde kalması.
Türk ihracatçısının fiyat tutturma konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten Canpolat, bu durumun da büyük oranda müşteri kaybına yol açtığını söyledi.
Bavul ticareti olarak bilinen Laleli-Merter-Osmanbey bölgesine gelen Arap müşterilerin de artık tercihlerini Mısır-Fas ve Çin-Bangladeş eksenine kaydırdığını anlattı.
MÜSİAD Tekstil, Deri ve Hazır Giyim Sektör Kurulu Başkanı Fatih Canpolat
‘Teknik tekstil ürünlerine yönelmek gerek’
Düz-basic ürünlerle rekabet şansı kalmadığını savunan Canpolat, nitelikli, özellikle teknik tekstil ürünlerinin daha katma değerli bir kazanç haline geleceğini söyledi. Canpolat, uzay ve havacılık, otomotiv sanayisi ve sağlık tekstilleri gibi alanlarda üretim yapmanın artık daha önemli olduğunu belirtti.
Ar-Ge, markalaşma ve ürün çeşitliliğinde sektörün çalışması gerektiğini ifade eden Canpolat, ekonomik göstergeler doğrultusunda 2025’in ikinci yarısı için hazırlık yaptıklarını anlattı.
‘Üretimde bir markayız’
Sürdürülebilir üretim ve yeşil dönüşüm konusunda Türk tekstilcisinin Avrupa’nın beklentilerini kolaylıkla karşılayabilecek konumda olduğunu söyleyen Canppolat, markalaşma konusunda da şunları söyledi:
“Biz aşırı bir şekilde üretimin içine giriyoruz. Gerçek pazar alanına ayırmamız gereken zaman, sermaye ve Ar-Ge çalışmasını ikinci plana atıyoruz. Biz çok iyi bir üreticiyiz. Üretimde bir markayız. Ama pazarlama ve satıştaki yönümüzü de güçlendirerek, üretim ile birleştirirsek önümüzde duracak kimse olmaz.”