Arama
Servisler
Sosyal Medya

Milano’da bir dönüş hikayesi: Satoshi Kuwata’nın ‘Son Defile’si

Altı ay önce Floransa’da “bu son canlı defilem” demişti. Ancak LVMH Ödüllü Japon tasarımcı Satoshi Kuwata, markası Setchu ile Milano Erkek Moda Haftası’nı açarak sözünden döndü. Nedeni? Victoria Şelaleleri’ndeki bir balık avı sırasında keşfettiği Batonga kabilesinin nefes kesici saman dokuma sanatı.

Altı ay önce Floransa’da “bu son canlı defilem” demişti. Ancak

Koleksiyon, Zimbabve’nin geleneksel zanaatlarından beslenen organik formlarla şekillendi. Açılış, kolları kimonoya benzeyen devasa bir erkek gömleği giyen kadın modelle yapıldı. Onu, belden sarkan fil desenli beyaz pamuk pantolonuyla Asyalı bir erkek model takip etti. Kuwata’nın kolonyal motifleri (safari ceketleri, korucu paltoları) gevşeterek dönüştürdüğü bu defilede asıl sürpriz: Kadın modellerin Setchu’nun maskülen siluetlerinde erkeklerden daha ikonik görünmesiydi.

Sinematik siluetler ve dokuma sanatı

  • Grace Kelly Homajı: Haki tonlarında bir kıyafet ve üçlü hasır çanta taşıyan model, John Ford’un Mogambo filmindeki Grace Kelly’yi anımsatan ilahi bir hava yarattı.

  • Heykelsi Dokunuş: Siyah saçlı bir model, çılgınca örülmüş saman sepet formlarıyla sarılmış beyaz mini tunikle podyumu salladı.

  • Isıya Direnen Şıklık: 38 dereceyi gören Milano’da, ince blazer + gece mavisi dhoti şort + beyaz tişört kombinli asil Afrikalı model, abartısız zarafetin dersini verdi.

‘Organik rastlantısallık istiyordum’

Savile Row’un efsane terzihaneleri Huntsman ve Davies & Son’da yetişen Kuwata, mükemmel kalıp kesimiyle tanınıyor. Ancak bu sezon farklı bir hedefi vardı: “Terzilik değil, heykeltıraşlık yapmak istedim. Batonga kabilesinin sepet dokuma yöntemlerindeki organik rastgele şekiller beni büyüledi. Küçük bütçeyle bile duygu yüklü işler üretebilmek… İşte beni cezbeden bu.”

Neden dönüş yaptı?

Floransa’daki “son” defilesinden sonra baskılara dayanamadığını itiraf ediyor: “Tekrar göstermem için ısrar ettiler. Ama asıl sebep, Setchu’ya yeni bir yüz kazandırma tutkusuydu. Hedefim her zamanki gibi: Zamansız, neşeli ve işlevsel parçalarla duygu uyandırmak.”