Progroup Yönetim Kurulu Başkanı ve Patent Hareketi Derneği Danışma Kurulu Üyesi Dr. Salim Çam, Türkiye’nin son 10 yılda markalaşma alanında önemli ilerleme kaydettiğini ancak küresel ölçekte hak ettiği konuma ulaşabilmesi için AR-GE, tasarım ve hikâye temelli marka stratejilerine daha fazla yatırım yapılması gerektiğini vurguladı.
Markalaşma artık stratejik zorunluluk
TİM Report Mayıs 2025 sayısında markalaşmaya ilişkin görüşlerini paylaşan Dr. Çam, ihracat odaklı büyüme stratejileriyle birlikte markalaşmanın Türk şirketleri için bir zorunluluk haline geldiğini belirterek, “Gıda, tekstil, savunma sanayi, müteahhitlik ve perakende gibi sektörlerde dünya çapında tanınan Türk markalarının sayısı arttı. Ancak hâlâ küresel marka değeri sıralamalarında hak ettiğimiz yerde değiliz” dedi.
Turquality gibi devlet destekli programların, markalaşmayı sadece büyük firmaların değil, KOBİ’lerin de stratejik hedefi haline getirdiğini ifade eden Çam, “Sürdürülebilir bir marka yaratmak için ürün kalitesi, inovasyon, müşteri deneyimi ve dijitalleşme gibi alanlara yatırım şart” diye konuştu.
‘Turquality firmalara cesaret veriyor’
Turquality programının, Türk şirketlerinin markalaşma sürecine büyük katkı sağladığını belirten Çam, “Program, stratejik planlama, kurumsal kimlik, marka yönetimi ve yurt dışı pazarlama faaliyetlerinde geri ödemesiz destek sunuyor. Bu sayede firmalar, fuar katılımları, mağaza kiraları ve reklam giderleri gibi alanlarda maliyet avantajı elde ederek küresel pazarda daha cesur adımlar atabiliyor” dedi.
Turquality’nin sadece finansal değil, aynı zamanda zihinsel bir dönüşüm de sağladığını vurgulayan Çam, “Program, firmaların strateji geliştirme, verimlilik artırma ve rekabet gücü kazanma konularında kalıcı başarılar elde etmesini mümkün kılıyor” ifadelerini kullandı.
Küresel marka potansiyeli yüksek sektörler
Dr. Çam, Türkiye’nin coğrafi avantajları, üretim gücü ve kültürel mirası dikkate alındığında, özellikle şu sektörlerin küresel markalaşmada büyük potansiyel taşıdığını söyledi:
-
Tekstil ve Hazır Giyim: “Sürdürülebilir moda alanında büyük fırsatlar var.”
-
Gıda ve Tarım Ürünleri: “Zengin mutfağımız ve coğrafi işaretli ürünlerimizle sağlıklı beslenme trendini yakalayabiliriz.”
-
Turizm ve Sağlık Turizmi: “Doğal ve kültürel zenginliklerimiz, hizmet kalitemizle birleşince küresel marka yaratmak mümkün.”
-
Mobilya ve Ev Dekorasyonu: “Tasarım gücümüz ve kalitemizle yurt dışında daha fazla ilgi görmeliyiz.”
-
Savunma Sanayi ve Teknoloji: “Yüksek katma değerli ürünlerle markalaşma gücümüzü artırıyoruz.”
‘İyi ürün yetmez, güçlü bir hikâye gerekli’
Dr. Salim Çam, küresel pazarda başarılı olmak için sadece iyi ürün üretmenin yeterli olmadığını belirterek, “Ürünlerin arkasında güçlü bir marka vaadi, hikâyesi ve uzun vadeli stratejisi olmalı. Türk şirketleri, bu bilinçle hareket ederse dünya çapında daha fazla marka çıkarabiliriz” dedi.
Türkiye’nin markalaşma yolculuğunda devlet desteklerinin ve firmaların inovasyon odaklı yaklaşımlarının kritik rol oynadığını vurgulayan Çam, “Doğru stratejilerle küresel pazarda daha güçlü bir konuma gelebiliriz” mesajı verdi.