meer.com’da Eleonora D’Addato tarafından kaleme alınan makaleye göre, misel (mantar kökü) ve bakteriyel selüloz gibi malzemeler, geleneksel tekstil üretimini kökten değiştirme potansiyeli taşıyor.
Doğanın sunduğu çözümler
D’Addato’nun makalesinde belirttiği üzere, misel bazlı kumaşlar:
-
Tamamen biyolojik olarak parçalanabilir özellikte
-
Gıda endüstrisi atıklarıyla beslenerek üretilebiliyor
-
Deri alternatifi olarak kullanılabiliyor
Bakteriyel selüloz ise özellikle:
-
Ağaç kullanılmadan üretilebilen lifler sunuyor
-
Nefes alabilirlik ve antimikrobiyal özellikler kazandırılabiliyor
Türkiye’deki yansımaları
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz, konuya ilişkin yaptığı açıklamada,
“Ülkemizde de biyotekstil alanında Ar-Ge çalışmaları hız kazandı. Önümüzdeki 5 yıl içinde bu teknolojilerin ticari üretime geçeceğini öngörüyoruz” dedi.
Sektör temsilcileri ne diyor?
Yeşil Moda Derneği Başkanı Deniz Yıldırım, “Bakteri ve mantar bazlı tekstiller, sürdürülebilir moda hareketinin en önemli adımlarından biri. Ancak tüketicilerin bu ürünlere adaptasyonu için fiyatların makul seviyelere çekilmesi gerekiyor” açıklamasını yaptı.
Öne çıkan veriler
-
Geleneksel pamuk üretimi, 1 kg için 10.000 litre su gerektirirken
-
Biyotekstil üretiminde bu miktar 100 litreye kadar düşüyor
-
2025’e kadar biyobazlı tekstil pazarının 1.2 milyar dolara ulaşması bekleniyor
Gelecek projeksiyonu
Eleonora D’Addato’nun meer.com’daki analizine göre:
-
2030’a kadar biyotekstillerin moda sektöründe %15 pazar payına ulaşması öngörülüyor
-
Özellikle lüks markaların bu alana yatırımları artıyor
Uzmanlar, Türkiye’nin geleneksel tekstil üretim gücünü biyotekstil alanına kaydırması halinde küresel pazarda önemli bir oyuncu olabileceğini vurguluyor.
(Not: Bu haber yapay zeka desteğiyle hazırlanmıştır.)