Arama
Servisler
Sosyal Medya

Ayakkabı sektöründe alarm zilleri

Türkiye’nin ayakkabı sektörü, artan ithalat ve düşen ihracatla derinleşen bir kriz sinyali veriyor.

Türkiye'nin ayakkabı sektörü, artan ithalat ve düşen ihracatla derinleşen bir

Nasıl Bir Ekonomi yazarı H. Bader Aslan’ın analizine göre, son üç yılda sektörün temel göstergeleri dramatik bir dönüşüm geçirdi.

Çarpıcı rakamlar ve dönüşüm

  • 2023 Resmi Verileri: 7.000 üretici, 57.000 istihdam, 350 milyon adet (yaklaşık 3 milyar $) üretim. Firma başı ortalama 8 çalışan ve 50 bin adet üretim.

  • İhracat Düşüşü: 2022’de rekor kıran 1.3 milyar $ ihracat, 2023 ve 2024’te geriledi. Küresel pazar payı binde 8’in altına indi.

  • İthalat Patlaması: 2023’te 1.4 milyar $ ile rekor kıran ithalat, 2024’te %21 artışla 1.7 milyar $’a ulaşarak yeni bir rekora imza attı.

  • Fazladan Açığa: 2021’de 500 milyon $ dış ticaret fazlası veren sektör, 2024’te 550 milyon $ açık vererek bu alanda da rekor kırdı.

Krizin ardındaki nedenler

Aslan’ın yazısında, bu dramatik dönüşümün altında yatan temel faktörler şöyle sıralanıyor:

  1. Maliyet Artışları: İşgücü ve enerji başta olmak üzere üretim maliyetleri tırmanışta. Bir çift ayakkabının fabrika çıkış fiyatı 2021’de ortalama 7.5 $ iken, 2023’te 10 $’a yükseldi. Perakende kiraları ve maliyetlerindeki artış da nihai fiyatları yukarı çekti, 20 bin olan perakendeci sayısı 18 bine geriledi.

  2. Ucuz İthalat Baskısı: Özellikle Çin ve Vietnam kaynaklı ucuz ayakkabılar, Türkiye’deki maliyet artışları sonucu görece daha rekabetçi hale geldi. TEMU gibi uluslararası platformların Türkiye pazarına girişi de bu baskıyı artırdı. Gümrük vergisinin %30’dan %40’a çıkarılması ise şimdilik etkili olamadı.

  3. Yapısal Sorunlar:

    • Pazar Çeşitliliği Eksikliği: İhracatın büyük bölümü gelişmişlik düzeyi düşük ülkelere yapılıyor. AB/OECD pazar payı sadece %35 civarında.

    • Markalaşma Yetersizliği: Üretim kapasitesine rağmen, yerli ve uluslararası tanınır marka sayısı son derece sınırlı. Fason üretimden marka sahipliğine geçişte zorluk yaşanıyor.

    • Dijitalleşme Eksikliği: Dijitalleşme çoğunlukla e-ticaretle sınırlı kalıyor; üretim planlama, tasarım, stok ve nakit yönetimi gibi kritik alanlarda geride kalınıyor.

    • Ölçek ve Verimlilik: İtalya gibi rakip ülkelerde firma sayısı Türkiye’den az olmasına rağmen (yaklaşık 6.000), sektörün üretim değeri Türkiye’nin 4 katından fazla.

Gelecek uyarısı

Aslan, 2025’in ilk yarısında da ihracatta düşüş ve ithalatta artış eğiliminin sürdüğüne dikkat çekiyor. Mevcut koşulların değişmemesi halinde, çok sayıda üretici ve satıcı işletmenin piyasadan çekilmesinin kaçınılmaz olacağı uyarısında bulunuyor.

Çözüm önerisi ve uyarı

Korumacı önlemler yerine, maliyetleri düşürmeye yönelik yapısal reformların, markalaşmanın, yüksek katma değerli üretimin ve verimlilik artışının aciliyetine vurgu yapılıyor. Yazı, “çareyi sadece gümrük vergilerini artırmakta aramayalım; daha pahalı ayakkabıdan başka bir sonuç alamayız” diyerek sona eriyor. Sektörün “kunduradaki kumu” atmak için kürekten çok daha kapsamlı araçlara ihtiyacı olduğu mesajı veriliyor.