ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı yeni vergi politikasının ardından ülkeler ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) endişelerini dile getirdi. Trump, vergi oranlarının müzakere sonuçlarına göre artabileceğini veya azalabileceğini belirterek belirsizliği sürdürdü. Bu kararın, uluslararası ticaret hacmini daraltabileceği ve piyasaları olumsuz etkileyebileceği öngörülüyor.
Türkiye için yüzde 10’luk vergi: Tek başına yeterli değil
İTKİB Hedef dergisine değerlendirmelerde bulunan KPMG Türkiye Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri Şirket Ortağı Zahide Demir, ABD’nin belirlediği vergi oranlarının, ülkelerin ABD ile olan ticaret açıklarına göre şekillendiğini vurguladı. Türkiye’nin yüzde 10’luk baz vergi grubunda yer almasını “görece iyi” olarak değerlendiren Demir, ancak bu oranın tek başına yeterli olmayacağını ifade etti.
“Özellikle tekstil gibi sektörlerde Uzak Doğu’ya kıyasla bir avantaj sağlayabileceği düşünülse de, AB’nin yüzde 20’lik vergi oranıyla kıyaslandığında basit bir üstünlük hikâyesi yaratmak mümkün değil” diyen Demir, üretim merkezlerindeki kaymaların ve tedarik zincirindeki değişimlerin dikkatle izlenmesi gerektiğini belirtti.
Misillemeler ve belirsizlikler artabilir
KPMG Türkiye Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri Şirket Ortağı Zahide Demir
Çin’in ABD menşeili ürünlere yüzde 34 ek vergi uygulama kararını hatırlatan Demir, diğer ülkelerin de benzer adımlar atabileceğini ve bu durumun ticaret savaşlarını derinleştirebileceğini kaydetti.
“Bu süreçte şirketlerin sektör ve rakip analizlerini gözden geçirmesi, yatırım planlarını revize etmesi ve küresel tedarik zincirindeki değişimleri yakından takip etmesi gerekiyor” diyen Demir, menşe stratejilerinin yeniden değerlendirilmesinin önemine dikkat çekti.
Yeni dönemde şirketlerin öncelikleri değişecek
Demir, dış ticaret uzmanlarının ve şirketlerin yeni dönemde daha fazla analiz yapmak zorunda kalacağını belirterek, “İhracat pazarlarındaki daralmaya karşı alternatif rotalar araştırılmalı, olası risklere karşı esnek stratejiler geliştirilmeli” dedi.
Küresel ticaretteki belirsizliklerin üretim süreçlerini ve yatırım kararlarını etkileyeceğini vurgulayan Demir, şirketlerin uzun vadeli planlamalarını bu değişkenlere göre güncellemesi gerektiğinin altını çizdi.