Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası (TTSİS), Teksif, Öz İplik İş, DİSK tekstil sendikaları, marka temsilcileri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Sosyal İş Uyumluluğu Programı (SLCP) yetkililerinin katıldığı toplantıda, tekstil sektörünün dönüşüm sürecinde atılması gereken adımlar ve sosyal diyaloğun genişletilmesi ele alındı.
Hükümet ve AB’den destek çağrısı
İstanbul Deklarasyonu kapsamında sosyal taraflar, Türk tekstil ve hazır giyim sektörlerinin teknoloji, beceri geliştirme ve bölgesel kalkınma alanlarındaki dönüşümü için hükümet ve Avrupa Birliği’nden destek talep etti.
Deklarasyon, sektörün rekabetçi ve adil bir yapıya kavuşması için işverenler, çalışanlar ve uluslararası paydaşların ortak çabasını yansıtıyor.
‘1 milyon çalışanın geleceği için dayanışma şart’
IndustriAll Europe Genel Sekreteri Judith Kirton-Darling, “Türkiye’de 1 milyondan fazla tekstil çalışanı, birçok zorlukla karşı karşıya. Türk ortaklarımızla dayanışma içindeyiz ve sektörün dayanıklılığı için örgütlenme özgürlüğü ile toplu sözleşme hakkının hayati önem taşıdığını vurguluyoruz” dedi.
Euratex Genel Direktörü Dirk Vantyghem ise “Türk şirketleri, hızla değişen küresel koşullara uyum sağlamak için esnekliğe ve iş birliğine ihtiyaç duyuyor. Bu süreçte yapıcı sosyal diyalog kritik bir rol oynuyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul Deklarasyonu’nun, Türk tekstil sektörünün sürdürülebilir büyümesi ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için önemli bir adım olduğu belirtiliyor.
(Kaynak: Just Style)

