Arama
Servisler
Sosyal Medya

Tekstilin çıkış yolu: Markalaşma ve sürdürülebilirlik

Zor bir süreçten geçen tekstil sektörü hızla yükselen maliyetlerin baskısı altında markalaşma ve sürdürülebilir ürünlerle çıkış yolu arayacak. Türkiye’nin sürdürülebilirlik normlarına uyum konusunda rakiplerinden daha avantajlı olduğunu söyleyen İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, en önemli çıkış noktasının markalaşma olduğunu belirtti.

Zor bir süreçten geçen

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, maliyetlerin hızla yükseldiği ve üretim koşullarının zorlaştığı bir dönemden geçildiğini söyledi.

‘Üretim iklimi maliyetlerle ağırlaşıyor’

Öksüz, “Yakın coğrafyamızdaki ülkelerde son çalışanın işverene maliyetleri 150 dolar seviyelerindeyken, Türkiye’de döviz bazında asgari ücretlerin işverene maliyetinin bin doları aştığını görüyoruz. Yaklaşan yeni asgari ücret artışları da göz önüne alındığında, bu durum firmalarımız için zaten zorlayıcı olan üretim iklimini daha da ağırlaştırıyor” dedi.

‘Markalaşma için yapısal reformlar yapılmalı’

Türkiye’nin artık temel ürünlerle fiyat rekabeti yapabilecek bir konumda olmadığını ve en önemli çıkış noktasının markalaşma olduğunu belirten Öksüz, “Markalaşmaya ilişkin ilgili tüm bakanlıklarımız ve sektörlerimizin el birliği ile yapısal reformları hayata geçirmeliyiz. Kısa vadede yurt dışında marka satın alımlarının yaygınlaşması ve işletme ortaklıkları için teşvik mekanizmalarının devreye girmesiyle Türkiye markalı ihracatta da söz sahibi olabilecek” diye konuştu.

İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz

Öksüz’ün dikkat çektiği bir başka nokta da yeşil üretim oldu:

‘Sürdürülebilirlikte daha avantajlıyız’

“Önümüzdeki dönem sadece bizim için değil, dünya için revaçta olan konu sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi. Sürdürülebilirlik konusunda dünya standartlarına en hızlı uyum sağlayabilenler ve inovatif ürünler sunabilenler sektörde öne çıkanlar olacaktır. Bu konuda Türk tekstil sektörü olarak Gümrük Birliği nedeniyle ve en büyük ihracat pazarlarımızdan olması nedeniyle AB standartlarına uyum sağlama yükümlülüğümüz var. Dolayısıyla sürdürülebilirlik normlarına uyum konusunda rakiplerimizden daha avantajlı olduğumuzu söyleyebiliriz.”

Küresel daralmanın ve resesyonun azalmasından pozitif anlamda etkilenecek ve bunu ihracatına yansıtabilecek sektörlerin başında tekstilin geldiğini belirten Öksüz, Avrupa’ya olan coğrafi yakınlık ve tedarik hızının sektör için avantaj olduğunu hatırlattı.

Avrupa önümüzdeki dönemde de tekstil sektörünün ana odağı olmaya devam edecek. ABD pazarı da tekstilcilerin radarına girmiş durumda. Sektörün ABD’ye kısa vadede 1 milyar dolar ihracat hedefi var.

Öksüz, önümüzdeki dönemde Fas, Güney Kore gibi ülkelere de odaklanacaklarını söyledi.

(Kaynak: Ekonomist dergisi)