Arama
Servisler
Sosyal Medya

Tekstilde geri dönüşüm Türkiye’ye 2,5 milyar dolar kazandırır

Bursa Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Tekstil, Giyim, Ayakkabı ve Deri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karahan, Türkiye’de yılda 1,8 milyon ton tekstil ürününün atık haline geldiğini belirterek, “Çöpe giden tüm tekstil ürünlerinin geri dönüştürülmesi, Türkiye ekonomisine yaklaşık 2,5 milyar dolarlık ek bir değer kazandırabilir.” dedi.

Bursa Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Tekstil, Giyim,

Bursa Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Tekstil, Giyim, Ayakkabı ve Deri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karahan, BTSO Ekonomi için kaleme aldığı makalede, küresel elyaf üretiminin son 20 yılda iki katına çıkarak 124 milyon tona ulaştığını ve üretimin yarısından fazlasının polyester bazlı ve büyük oranda petrol türevlerine dayandığını belirtti.

‘2030’da küresel elyaf üretimi 160 milyon tonu aşacak’

Elyaf üretiminde talebin artmasıyla birlikte çevresel etkilerin de giderek büyüdüğünü kaydeden Karahan, “2030 yılına gelindiğinde, küresel tekstil elyafı üretiminin 160 milyon tonu aşacağı tahmin ediliyor. Ancak bu büyüme beraberinde ciddi çevresel riskleri de getiriyor.” dedi.

‘Tekstilden tekstile geri dönüştürülmüş polyester oranı yüzde 2’

Tekstil üretiminin her aşamasında büyük miktarlarda atık oluştuğunu hatırlatan Karahan, “İplikler, kumaşlar ve nihai ürünler, tüketiciye ulaşmadan veya kullanım sonrası çöpe gidiyor. Tekstil atıkları, doğada uzun yıllar çözünmeden kalan kimyasallar içerdiğinden, su kaynaklarını kirletiyor ve biyolojik çeşitliliğe zarar veriyor. Günümüzde üretilen 124 milyon ton elyafın yalnızca yüzde 7,7’si geri dönüştürülüyor. Üstelik tekstilden tekstile geri dönüştürülmüş polyester oranı yalnızca yüzde 2 seviyesinde. Bu oranlar, geri dönüşüm süreçlerindeki teknolojik yetersizlikleri gözler önüne seriyor.” ifadelerini kullandı.

Tekstil sektöründe geri dönüşümün çevresel sürdürülebilirlik açısından kritik bir konu olmasına rağmen mevcut yöntemler ve kapasite yetersizliği nedeniyle istenilen düzeye ulaşmadığını kaydeden Karahan, şunları kaydetti:

‘Atık tekstillerin büyük bölümü çöpe gidiyor’

“Tekstil atıklarının doğru sınıflandırılamaması, geri dönüşüm süreçlerini zorlaştırıyor. Kullanıcı öncesi atıklar daha kolay tasnif edilebilirken, tüketici sonrası tekstil atıkları birçok farklı elyaf türü içerdiğinden geri dönüşüm süreci daha karmaşık hale geliyor. Bunun sonucunda atık tekstillerin büyük bir kısmı çöpe gidiyor veya düşük kaliteli ürünlere dönüştürülerek değer kaybediyor.

BUÜ Teknik Bilimler MYO Tekstil, Giyim, Ayakkabı ve Deri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karahan

Bu süreçte kimyasal geri dönüşüm teknolojileri önemli bir rol oynayabilir. Ancak kimyasal geri dönüşüm yöntemleri, atık tekstil malzemelerinin bileşenlerine göre ayrıştırılmasını gerektiriyor. Özellikle polyester ve pamuk karışımı kumaşlar için uygun teknolojilerin geliştirilmesi, geri dönüşüm oranlarının artırılması açısından büyük önem taşıyor. Avrupa Birliği’nin aldığı karar gereği, 2025 itibarıyla pet şişelerden geri dönüştürülen polyester elyafın tekstilde kullanımına kısıtlama getirilecek. Bu durum, tekstilden tekstile geri dönüşüm süreçlerinin hızlanmasını zorunlu kılıyor.”

Tekstil atıklarının ekonomik büyüklüğüne ilişkin bilgiler veren Karahan, şöyle devam etti:

‘Dünya ekonomisi 250 milyar dolar, Türkiye 2,5 milyar dolar kazanabilir’

“ABD’de kişi başı yıllık tekstil atığı 37 kilogramı buluyor ve toplamda 17 milyon ton tekstil ürünü çöpe gidiyor. Avrupa’da ise bu rakam yılda 4 milyon ton. Küresel ölçekte yıllık 40 milyon ton tekstil atığı oluşuyor. Eğer tüm bu atıklar geri dönüştürülebilseydi, dünya genelinde 250 milyar dolarlık bir ekonomik değer yaratılabilirdi.

Türkiye’de de durum farklı değil. Ülkemizde yılda 1,8 milyon ton tekstil ürünü atık haline geliyor ve bunun 600 bin tonu çöpe gidiyor. Giyim toplama kumbaralarıyla yılda sadece 40 bin ton giysi toplanabiliyor. Çöpe giden tüm tekstil ürünlerinin geri dönüştürülmesi, Türkiye ekonomisine yaklaşık 2,5 milyar dolarlık ek bir değer kazandırabilir. Ancak bu noktada en büyük eksiklik, etkin bir geri dönüşüm altyapısının olmaması ve mevcut teknolojilerin yeterince geliştirilmemesi.

Mevcut sistem böyle devam ederse, tekstil sektörü 2050’ye kadar dünya karbon bütçesinin yüzde 26’sını tek başına tüketebilir. 2050’ye yönelik projeksiyonlara göre, tekstil sektörünün yenilenemeyen hammadde tüketimi 300 milyon tona çıkacak ve okyanuslara 22 milyon ton mikroplastik bırakılacak. Bu, gezegenimizin ekolojik dengesini ciddi şekilde tehdit eden bir senaryo.”

Tekstil sektörünün sürdürülebilirliğini sağlamak için geleneksel doğrusal üretim modelinden vazgeçmesinin kaçınılmaz olduğunu belirten Karahan, son olarak şunları söyledi:

“Sektörün geleceğini riske atmamak için döngüsel ekonomi prensiplerinin benimsenmesi, geri dönüştürülmüş liflerin üretime entegre edilmesi gerekiyor. Polyester ve diğer sentetik elyafların geri dönüşüm oranlarının artırılması, su kaynaklarının korunması ve çevresel etkilerin azaltılması açısından hayati bir adım olacaktır.

Hem çevresel hem de ekonomik sürdürülebilirlik açısından atık tekstillerin ekonomiye kazandırılması, tekstil sektörünü daha dayanıklı ve sürdürülebilir hale getirecek en önemli adımlardan biridir. Sektör oyuncularının, kamu kurumlarının ve tüketicilerin bu değişime hızla ayak uydurması gerekiyor. Aksi halde, tekstil endüstrisinin yol açtığı çevresel ve ekonomik maliyetler, geleceğimizi daha da belirsiz bir hale getirebilir.”