İhracatçının ve sanayicinin şevkinin kırıldığını, büyüme ivmesinin kaybedilmemesi için ihracata dayalı büyüme modeline dönülmesi gerektiğini vurgulayan Kes, “Türkiye ve Denizli’nin güçlü kasları ihracat. Denizlili sanayiciye ‘tekstili, çaputu bırak’ denilemez. Laodikya kazılarında tekstil çıkıyor, Osmanlı saraylarında ev tekstili malzemeleri Denizli’den gitmiş, Cumhuriyetin ilk yıllarından beri burada tekstil var. Kurulan ilk Sümerbank’lardan biri Denizli’de. Sümerbank, en başarılı imalatçı olarak kayıtlara geçmiştir ve ciro rekorları kırmıştır. Elimizde bavullarla fuar fuar gezerek, ailelerimizden feragat ederek bugüne kadar kazanılmış müşteriler, mevkiler ve pazarlar varken, Denizli’nin güçlü kasları olan tekstili, ihracatı, istihdamı göz ardı edilemez. ‘İHA, SİHA yap’ denilemez. Genlerimizde tekstil var. Sektörel bazda desteklenmeye ihtiyacımız var” diye konuştu.
‘Betonarme yapana destek var, bize yok’
Ekonomim’den Duygu Göksu’ya açıklamalarda bulunan Kes, sanayicinin, yalın üretim, verimlilik, yazılım gibi tüm geliştirilmesi gereken alanlarda üzerine düştüğünü yaptığını söyledi.
DETGİS Başkan Yardımcısı Osman Nuri Kes
Kes, “Maliyetler yüzde 120 artarken kurlar ise yüzde 30-40 seviyesinde artınca mücadele edemez hale geldik. En büyük sıkıntımız geleceğe dair umutlarımızı yitirmeye başlamamız. Hindistan dünya ev tekstili piyasasının yüzde 14.69’una hakim, Türkiye ise henüz yüzde 3.5-4’lerde. Biz tereciye tere satan pozisyondayız. Yeter ki bize inanılsın, güvenilsin, fırsat verilsin. Bizim dışımızdaki etmenlerden dolayı mevcut pazarlarımızı kaybediyoruz. Denizli devlete kepçeyle verip kaşıkla alan pozisyona düştü. ‘Yapamıyorsanız bırakın’ düşüncesi moralimizi bozuyor. Betonarme yapana, otoyola, müteahhitlere her türlü destek var. İstihdamın yükünü çeken lokomotif sektörlere, ihracatçıya gelince herhangi bir şey yok. Bu kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
‘Kapı duvar’
Özellikle katma değerli üretimle öne çıktıklarını dile getiren Kes, “Düz işleri bırakalı çok oldu. Düz işler Hindistan’a, Çin’e, Pakistan’a gidiyor. Bizim müşterimiz ise tasarımı ve kaliteyi ön planda tutan kesim. Avrupa’nın hemen hemen tüm ülkelerine, Rusya, Dubai, Katar, Suudi Arabistan, Fas, Tunus, Cezayir’e ihracat yapıyoruz. Geldiğimiz nokta ise Denizli ve sektör açısından çok sıkıntılı. Denizli tekstili ilimizde sosyal güvencenin teminatıdır. Buradaki fabrikalar konkordato ilan etmeye, iflas etmeye başladığında durum çok daha korkunç olur; sermaye düşmanlığı, sosyal kaos çıkar. Bırakın işimizi yapalım, büyüyelim, istihdam sağlayalım. Bizim devletten beklentimiz bu. Ancak kapı duvar olduğunda gelecekle ilgili motivasyonumuz kırılıyor. Kan kusup kızılcık şerbeti içtik diyoruz. Bizim de çalışanlarımıza güven vermemiz lazım” dedi.