Son yıllarda artan maliyetler, işgücü sıkıntısı ve kur dalgalanmaları nedeniyle birçok Türk tekstil üreticisi, üretimini Mısır başta olmak üzere yurt dışına taşımak zorunda kaldı. İflaslar nedeniyle firma sayısı 61.352’den 59.101’e gerilerken, 2024’te sektör 65.581 istihdam kaybetti ve toplam çalışan sayısı 959.395 ile son dört yılın en düşük seviyesine indi. İhracat ise %8 azalarak 31-32 milyar dolar bandına geriledi.
Euro’nun güçlenmesi ve Avrupa pazarına etkisi
Euro-dolar paritesi, Şubat 2022’den bu yana en yüksek seviyesi olan 1.1474’e ulaştıktan sonra 1.1365’te dengelendi. Bu durum, Avrupalı alıcılar için Türk mallarını nispeten daha uygun hale getirerek ihracatın canlanmasına katkı sağlayabilir. Öte yandan, Trump yönetiminin korumacı politikaları nedeniyle üç yılın en düşük seviyesine (99.014) inen dolar endeksi, AB ekonomisini alternatif bir çekim merkezi olarak öne çıkarıyor.
İhracat verileri ve hedefler
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, 2025’in ilk çeyreğinde 65.3 milyar dolarlık ihracatın 33.07 milyar doları Avrupa ülkelerine gerçekleşti. 188 ülkeye ürün gönderen tekstil sektörü, bu dönemde 2.42 milyar dolarlık ihracat yaparken, 925 milyon doları AB ülkelerinden geldi. İtalya (196 milyon dolar), İspanya ve Mısır en fazla ihracat yapılan ülkeler oldu. Kumaş ihracatı 1.47 milyar dolar ile sektörde lider olurken, iplik ve lif ihracatı sırasıyla 609.8 milyon dolar ve 342.9 milyon dolar olarak kaydedildi.
‘Alternatif pazarlarda iddialı adımlar hedefliyoruz’
TİM Tekstil ve Hammaddeleri Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Fikret Kileci, “Sektörümüz sadece bir endüstri dalı değil, aynı zamanda Türkiye’nin kültürünün ve küresel etkisinin bir yansımasıdır” dedi. 2025’te alternatif pazarlarda daha iddialı adımlar atmayı hedeflediklerini belirten Kileci, “Üretimi sürdürülebilir ve dijital entegrasyonla dönüştürme çağındayız. Bu, sektörün geleceği için hayati önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
Euro’daki yükselişin tekstil ihracatına kısa vadede soluk aldırması beklenirken, uzmanlar yapısal reformlar ve katma değerli üretim vurgusunun kalıcı çözüm için şart olduğuna dikkat çekiyor. Sektör, küresel rekabetteki konumunu güçlendirmek adına sürdürülebilirlik ve teknoloji odaklı atılımlara hız veriyor.

