HABER-ANALİZ: ESAT KAPLAN
Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin ardından Türkiye’de gündeme gelen sorulardan biri, Suriyelilerin geri dönmesiyle “ekonominin çöküp çökmeyeceği” oldu. Aslında soruyu “emek yoğun sektörlerde ne kadarlık bir iş gücü açığı doğar, bu açık nasıl kapatılır?” şeklinde ifade etmek daha doğru olurdu. Manşetleri süsleyen “Şimdi ekonomi çökecek mi?” sorusu ise 3 yıl önce gündemi meşgul eden bir tartışmaya gönderme yapma amacı taşıyordu.
Temmuz 2021’de tartışmayı başlatan isim eski milletvekili, sosyolog Prof. Dr. Yasin Aktay’dı. Aktay, Euronews’e verdiği demeçte, Gaziantep örneğinden yola çıkarak ve “emek sömürüsü de söz konusu” kaydını düşerek, şunları söylüyordu:
‘Suriyelileri çekin Antep ekonomisi çöker!..’
Eski Milletvekili Prof. Dr. Yasin Aktay
“Zaman zaman Antep’te Suriye düşmanlığının kabardığı durumlar oluyor. Fakat bir taraftan da işverenler Suriyelilerden çok memnun. ‘Suriyelileri çekin Antep ekonomisi çöker’ diyorlar. Antep yıllarca işgücünü Güneydoğu’dan çekiyordu. Köyden çıkmış nüfus işe gidiyordu Antep’e. Son yıllarda Güneydoğu’dan eski işgücü gelmiyor.”
Geniş tartışma yaratan Aktay’ın açıklamasıyla gözler Gaziantep’e çevrilirken, benzer bir açıklama Kayseri için de yapılıyordu. Eski bakanlardan, 1994-2015 yılları arasında Kayseri’de ilçe ve büyükşehir belediye başkanlığı yapan Mehmet Özhaseki’ydi bu kez konuşan:
‘Suriyeliler en ağır işlerde çalışıyor’
Eski Bakan Mehmet Özhaseki
“Şimdi bazı şehirlerde sanayiyi onlar ayakta tutuyorlar. Gaziantep sanayisine gidin yüz binlerce insan en ağır ve en zor işlerde çalışıyorlar. Kayseri sanayisinde de öyle. İşçi bulamıyorlar, bu adamlar çalışıyor.”
Suriyeliler hangi sektörlerde çalışıyor?
Bu açıklamalarından üzerinden 3,5 yıl geçtikten sonra Suriye’de muhalifler zafer ilan etti ve “olası geri dönüşler iş gücü açığı ortaya çıkarır mı, o açık ne kadar büyük olur, zaten işçilik maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle üretimin ve istihdamın gitgide azaldığı sektörlerde yeni bir sıkıntı yaşanır mı?” soruları gündeme geldi. Sorunun muhatapları da özellikle tekstil sektörünün temsilcileri oldu. Oysa Suriyeliler Türkiye’de ağırlıklı olarak sanayi, inşaat, oto bakım ve tamir gibi işlerin yanı sıra tekstil ve deri sektörlerinde de istihdam ediliyor.
‘Ne olacak şimdi?
Suriyeli işçi denince akla hemen tekstilin gelme nedeni, sektörde “merdiven altı” diye tabir edilen; apartmanların bodrum katlarında fason üretim yapan irili ufaklı konfeksiyon atölyeleriydi. O iş yeri sahiplerinden biri “Yabancılar gitsin dediniz, gittiler. Şimdi 2 kişiyle iş yapıyoruz. 5 yabancı çalışanımın 5’i de gitti, ne olacak şimdi?” diye 20 saniyelik bir video çekip sosyal medya hesabında yayınlayınca konu iyice dallanıp budaklandı.
Peki, rakamlar ne söylüyor, Suriyeliler gerçekten akın akın geri mi dönüyor, Suriyelilerin dönüşü artan maliyet ve daralan talep baskısı altındaki tekstil sektörü nasıl ve ne kadar etkileyecek?
Türkiye’de kaç Suriyeli var?
Türkiye’deki Suriyeli sayısı 2011 ile 2021 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde, 2019 yılındaki küçük bir düşüş dönemi dışında, sürekli arttı.
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre, 2012 yılında 14 bin 237 olan Suriyeli sayısı 2021’de 3 milyon 737 bin 369’a kadar çıktı ve 2021’den sonra düşmeye başladı.
Düşüşün nedenlerinden biri yasadışı yollarla Avrupa’ya geçişler, diğeri de elbette geri dönüşlerdi. Zaten yapılan araştırmalar Suriyelilerin aslında Türkiye’de kalmak istemediğini, ya geri dönmeyi ya da Avrupa’ya göç etmeyi planladığını ortaya koyuyordu.
Ya geri dönüş ya Avrupa
Gaziantep Üniversitesi’nde görevli akademisyenlerin 2018 ve 2020 yıllarında gerçekleştirdiği iki aşamalı “Gaziantep’teki Suriyeliler” araştırması bu sonuca işaret ediyordu.
2018 ile 2020 yıllarında yapılan araştırmalar arasındaki en çarpıcı sonuç, gitmek isteyenlerin oranının artmasıydı. Buna göre, Gaziantep’teki Suriyelilerin yüzde 40’ı uygun koşullar oluştuğunda başka bir ülkeye gitmek istiyordu. 2018’de Suriyelilerin yüzde 56’sı ülkelerine dönmek isterken, 2020 yılında bu oran yüzde 65’e çıkmıştı. (Mehmet Nuri Gültekin vd. Gaziantep Monitörü 2020 Suriyeliler, Sosyal Hizmetler Araştırma, Belgeleme, Eğitim Vakfı (SABEV) Yayınları, Nisan 2021.)
Araştırma sonuçlarını teyit eden en net veriler resmi rakamlardı.
Geri dönüşler 4 yıldır artarak sürüyor
Göç İdaresi verilerine göre, 2020’de 48 bin 46, 2021’de 55 bin 271, 2022’de 61 bin 803, 2023’te 76 bin 346 Suriyeli geri döndü. 2024’ün ilk 10 aylık döneminde geri dönen Suriyeli sayısı ise 114 bin 83’tü.
Esad rejiminin devrildiği 8 Aralık sonrasında geri dönüşler hızlandı ve günlük sayılar en az altı katına çıktı. 8 Aralık 2024 günü 240 olan sayı, 9 Aralık’ta bin 259’a, 13 Aralık’ta bin 847’ye yükseldi. Bu durum Suriyelilerin giderek artan oranlarda ülkelerine döneceğini gösteriyor.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın 15 Aralık 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’de halen 2 milyon 938 bin 261 geçici koruma altında olan Suriyeli bulunuyor. Bunların 877 bin 216’sı Türkiye doğumlu.
Tabloyu biraz daha netleştirmek için Türkiye’de çalışma izni verilen yabancıların sayılarına da bakmak gerek.
Çalışma izni verilen yabancı sayısı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının çalışma izni istatistiklerine göre, Türkiye’de çalışma izni verilen yabancı sayısı 2013’te 45 bin 823 iken, 2o23’te 239 bin 835’e çıktı. Bunların 66 bin 299’u kadın, 173 bin 536’sı erkek.
Çalışma izni verilen Suriyeli sayısı
Çalışma izni verilen Suriyeli sayısı ise 6 bin 398’i kadın, 102 bin 122’si erkek olmak üzere toplam 108 bin 520.
Çalışma izniyle tekstilde çalışan yabancı sayısı
Çalışma izni verilen yabancılardan yaklaşık 25 bini, başka deyişle sadece yüzde 10’u tekstil ve alt kollarındaki işlerde çalışıyor. Onların ne kadarının Suriyeli olduğu belli değil. Yabancıları 9 bin 798’i tekstil ürünleri imalatında, 11 bin 941’i giyim eşyaları imalatında ve 3 bin 296’sı deri ve ilgili ürünlerin imalarında izinli çalışan pozisyonunda.
Sadece “resmi” rakamlara bakıldığında Suriyelilerin geri dönüşünün iş gücünde yaratacağı etkinin kolaylıkla ihmal edilebilir düzeyde olduğu görülüyor. Tabii Türk ekonomisinin “kayıt dışı” diye bir gerçeği olmasaydı!
‘Gerçek bir laboratuvar: Gaziantep’
Tam da bu noktada Suriyeliler konusunda 2011’den bu yana gerçek bir laboratuvara dönüşen ve “Suriyelileri çekin ekonomisi çöker” denen Gaziantep’e bakmak gerekiyor.
Tekstil kenti Gaziantep’te kaç Suriyeli var?
Göç İdaresi’nin Ağustos 2024 verilerine göre, Gaziantep’te 429 bin 935 Suriyeli yaşıyor. Başka deyişle, Gaziantep İstanbul’un ardından en çok Suriyeli’nin kayıtlı olduğu ikinci il. Bu sayı “Gaziantep Monitörü 2022” (Mehmet Nuri Gültekin vd. Gaziantep Monitörü 2022 Final Raporu) araştırmasının yapıldığı 2022 yılında 465 bin 183’tü.
Gaziantep’te bin 644 haneden toplamda 7 bin 336 kişi olmak üzere 3 bin 952 Suriyeli ve 3 bin 384 Gaziantepli ile sahada yapılan görüşmelerden ortaya çıkan “Gaziantep Monitörü 2022” araştırmasında ortaya konan veriler “kayıt dışı” gerçeğini açıkça gösteriyordu:
‘Suriyeliler büyük oranda güvencesiz çalışıyor’
Gaziantep’teki resmi makamların ve Sanayi Odası ve Ticaret Odası gibi meslek kuruluşlarının verileriyle elde edilen Mayıs 2022’deki istatistiklere göre, Gaziantep il genelinde, çalışma yaşı (iş gücüne katılım) olarak kabul edilen 15-64 yaşları arasındaki geçici koruma kapsamında yaklaşık olarak 246 bin Suriyeli bulunuyor. Fakat bu demografik yoğunluğa rağmen Gaziantep’te çalışma izni alan Suriyelilerin sayısı 9 bin 197’dir ki (2023’te 12 bin 262), bu rakam çalışabilir Suriyeli nüfusun yüzde 3,7’sine karşılık gelmektedir. Bu çalışma izinlerinin, Gaziantep Ticaret Odası’na kayıtlı 3 bin firmayı, Gaziantep Sanayi Odası’na kayıtlı 100 fabrikayı ve Gaziantep Esnaf ve Sanatkârlar Odası’na kayıtlı 865 esnafı kapsadığını belirtmek gerekiyor. Görüşülen Suriyelilerden elde edilen veriler yüzde 13 civarındaki Suriyeli çalışanın yasal izinleri olduğunu gösteriyor (…) bu oran ‘yüksek’ gibi görünse de aslında Gaziantep’in iş ve çalışma piyasasında Suriyelilerin büyük oranda güvencesiz çalıştıklarını ortaya koymaktadır.”
‘Halep’teki bilgi ve tecrübelerini Gaziantep’e transfer ettiler’
Araştırmada, Gaziantep’teki Suriyelilerin, çalışmanın yasal izinler ve hukuki garantiler gibi kayıt gerektiren eğitim, enerji, bankacılık ve finans gibi sektörlerde neredeyse hiç bulunmadığı, büyük oranda ücretli emek piyasasının aktörleri olduğu da açıkça ortaya çıkıyordu. Suriyeliler ağırlıklı olarak inşaat, tekstil, deri ve ayakkabı sektörlerinde çalışırken, tespit edilen dikkat çekici bir başka nokta daha vardı:
Tekstil sektöründe işveren Suriyeliler
Suriyeliler, bazı spesifik sektörlerdeki bilgi ve tecrübelerini, 2011’den sonra özellikle Halep’ten Gaziantep’e transfer etmişti. Özellikle yiyecek-içecek, ticaret ve tekstil sektörlerinde… Nitekim Gaziantep’teki Suriyelilerin yüzde 2,44’ü tekstil, hazır giyim ve ayakkabı sektörlerinde kendi hesabına çalışırken, yüzde 1,91’i aynı sektörlerde işveren konumundadır. Tekstil, hazır giyim, deri ve ayakkabı sektörlerinde ücretli çalışan Suriyelilerin oranı ise yüzde 27,33’tür.
Gaziantep’teki mevcut tablo üç aşağı beş yukarı böyle. Peki, son gelişmelerin ardından Gaziantepli sanayiciler, tekstilciler ne düşünüyor?
Gaziantep’teki OSB’lerde 430 bin kayıtlı çalışan var. Bunun 12 bini, yani yaklaşık yüzde 3’ü Suriyeli. 8 Aralık sonrası kentte geri dönüş hareketliliği başlasa da sanayiciler Suriyelilerin en az yüzde 30’nun kalacağı görüşünde.
‘Onlar gelmeden de çarklar dönüyordu’
Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Başkanı Adnan Ünverdi, “Onlar gelmeden önce de burada çarklar dönüyordu, gittiklerinde de döner. Geçişte kısa süre sorun olur ancak çözeriz. Herkes vatanında mutlu olsun” diyor. Ünverdi’ye göre, Suriyeliler’den doğacak açığı istihdam edilememiş ama çalışabilir durumdaki gençleri aktif ederek, iş beğenmeyerek sosyal yardım alan kişileri çalışma hayatına kazandırarak aşmak mümkün.
GSO Başkanı Adnan Ünverdi
Büyük kurumsal yapıların aksine küçük ölçekli tekstil işletmecileri endişeli. Telgraf Haber’den Bilal Yiğit’e konuşan Mustafa Ertürk, geri dönüşlerin Ramazan ayından sonra, özellikle yaz aylarında yoğunlaşacağı görüşünde. Ertürk’e göre, esas sorun o zaman başlayacak ve sektörün geleceği önümüzdeki bir iki yıl içinde zorlaşacak.
‘Herkes üniversitede meslek sahibi kimse yok’
GSO Başkanı Ünverdi, “Biz OSB’lerimizdeki mesleki eğitim merkezlerimizde insanımızı sanayiye kazandırmak için çalışıyoruz” diyor ama sektör temsilcilerine göre, gençlerin tekstil çalışanı olmak için ilgi ve motivasyonu yok.
Triko sektöründe faaliyet gösteren Mustafa Köseoğlu da bu noktaya dikkat çekiyor: “Gençlerin mesleki eğitim alması teşvik edilmeli. MESEM umut vermişti ama oradan pek bir fayda göremedik. Herkesin üniversite okuyacağına dair bir baskı olmamalı. Meslek yapan kişilere ihtiyacımız var.”
‘Kayıt dışı çalışma’ herkesin işine geldi!
Elbette kayıt dışı, güvencesiz ya da asgari ücretten düşük ücretlerle Türk ya da Suriyeli işçi çalıştırıldığını hiçbir işveren kabul etmiyor. Örneğin konfeksiyon işletmecisi Hasan Çelik, “Çoğu personelimiz haftalık bazda çalışıyor. Bir personelin haftalık maaşı şu an 8 bin TL civarında” diyor. İstanbul’daki atölyesinde çektiği videoyla viral olan Harun Kuzan da “Yabancı çalışanlara da Türk çalışanlara verdiğimiz maaşı veriyoruz. Ucuza çalıştırmıyoruz. 45 bin TL maaş veriyoruz.” diyor.
Ne var ki resmi rakamlar da kamu kuruluşlarının istatistikleri de akademisyenlerin saha araştırmaları da tam tersini söylüyor. Başka deyişle ortada olağanüstü koşullar nedeniyle göz yumulan bir kayıt dışı çalışma vardı ve yine ekonomideki olağanüstü koşullarda bu durum -küçük olsun büyük olsun- işverenin işine geliyordu. Çalışma izni olmayan Suriyeli’nin de başka çaresi yoktu.
Her maliyet yüksek
Aslında Suriyeliler dönse de dönmese de Türkiye’de tekstil sektörünün sorunları hiç değişmiyor. Maliyetler hep yüksek. Hammadde maliyeti yüksek, enerji maliyeti yüksek, lojistik maliyeti yüksek, işçilik maliyeti yüksek… Üstelik nitelikli eleman bulmak da hiç kolay değil… Son 10-15 yıldır özellikle iplik, boya, örme, dokuma ve dikişte ustalaşan Suriyeli tekstil ustalarını kaybetmenin en büyük maliyeti belki de bu olacak! O Suriyeliler belki de birkaç yıl sonra Halep’ten Gaziantep’e tekstil işçisi değil işvereni olarak dönecek!