Arama
Servisler
Sosyal Medya

Schengen vizesinde ret oranı yüzde 30’u aştı

Dış Ticarete Yön Verenler Derneği (DIŞYÖNDER) Başkanı Dr. Hakan Çınar, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 2013’te imzalanan Geri Kabul Anlaşması’nın yükümlü­lüklerinin karşılıklı olarak gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Dış Ticarete Yön Verenler Derneği (DIŞYÖNDER) Başkanı Dr. Hakan Çınar,

Türk vatandaşlarının Schengen ülkelerine vize başvurularında ret oranının yüzde 30’u aştığına dikkat çeken
Dr. Çınar, Erasmus, iş dünyası, sanat ve kül­tür alanında kısa süreli vizelerde kolaylaştırıcı sistemler getirilmesini önerdi. AB ülkelerine seyahat planlayan Türk vatandaşlarının vize için aylarca randevu alamadığına, randevu alınsa bile bazı ülkelerde ret oranının yüzde 30’u aştığına dikkat çeken Dr. Çınar, şöyle devam etti:

“Avrupa Kon­seyi’nin 2023’te yayımladığı raporda, bazı Schengen ülkelerinin Türkiye’den yapılan başvurularda ayrımcı tutum sergilediği açıkça belirtilmiş, vi­ze sürecinin şeffaf, öngörülebilir ve nesnel kri­terlere dayanması gerektiği, aksi halde Avru­pa’nın kendi demokratik değerlerini inkâr ettiği vurgulanmıştı. Türkiye de 1,5 yıl önce vize süreçleri­nin adil ve hızlı yürütülmesi konusunda AB’ye nota verdi. Ancak bu girişimlerin sahada somut bir karşılığı olmadı. Bazı çevreler, karşılıklılık ilkesi gereği Türkiye’nin ba­zı AB ülkelerine vize uygulamasına geçmesini savunuyor. Ancak bu yaklaşım ticaret, turizm ve diplomatik ilişkilere zarar verme ihtimali ne­deniyle fazla destek bulmuyor. Çözüm adına vize kolaylaştırma anlaşmaları yeniden ele alınmalı, Türkiye ile AB arasında 2013’te imzalanan Geri Kabul Anlaşması’nın yükümlü­lükleri karşılıklı olarak gözden geçirilmeli. Ayrıca Erasmus, iş dünyası, sanat ve kül­tür alanında kısa süreli vizelerde kolaylaştırıcı sistemler getirilmeli. Şeffaflık ve gerekçeli ret zorunluluğu yasal bir çerçeveye bağlanmalı. AB’nin Türk vatandaşlarına yönelik vi­ze uygulamaları, salt bir güvenlik veya göç me­selesinden öte, bir değerler testi hâline geldi. İnsan hakları, özgürlük ve hukukun üstünlüğü gibi ilkeleri savunduğunu iddia eden bir yapının, milyonlarca Türk vatandaşını kapıdan çevirmesi, Avrupa’nın inandırıcı­lığını sorgulatıyor. Bu kriz yalnız­ca Türk halkını değil, aynı zamanda Avrupa’nın gelecekteki çok kültürlü yapısını ve karşılıklı iş birliğini de ilgilendiriyor. Vize duvarları, iletişi­mi değil, kopuşu besliyor.”

Dr. Çınar, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin geleceği için sembolik an­lamlar taşıyan vize konusunda bulunacak bir çözümün karşılıklı güvenin ye­niden tesisi açısından kritik önem taşıdığının altını çizdi. Türkiye’nin Avrupa için Doğu’ya açılan kapı, stratejik ortak ve ortak değerlerin potansiyel taşıyıcısı olduğunu vurgulayan Dr. Çınar, “Hiç şüphesiz o kapı­lar açıldığında kazanan yalnızca Türk vatandaş­ları değil, Avrupa’nın kendisi olacaktır.” dedi.