Kumaşların diliyle konuşan bir arkeolog gibi çalışan Stan Squirewell, son sergisi “Robitussin, Hotcombs & Grease” ile tekstili kimlik inşasının temel taşına dönüştürüyor.
Smithsonian Enstitüsü’nden ödünç aldığı 19. yüzyıl portrelerini, Batı Afrika’nın geleneksel baskıları ve Afro-fütürist kumaş kolajlarıyla yeniden yorumlayan sanatçı, her dikiş izinde nesiller arası diyaloğu sağlıyor.
1800’lerin siyahî portrelerini Kongo’nun “Kuba” dokumalarının geometrik desenleriyle katmanlayan sanatçı, çocukluğundaki saç bakım rutinlerini, Nijerya’nın “Adire” boyama teknikleriyle resmediyor. Her kolajda, atalardan kalma tekstil motiflerini dijital baskılarla güncelliyor.
Bazı eserlerde antik Afrika kumaşlarının fiziksel parçalarını kullanırken, fotoğrafları, geleneksel Afrika tekstil desenleriyle dijital ortamda katmanlıyor.
Stan Squirewell, eserleriyle ilgili olarak “Babama ait eski bir Havai gömleğin üzerine, 1920’lerden kalma bir arşiv fotoğrafını yerleştirdiğimde, kumaş artık sadece bir kumaş değil, dirilmiş bir tarih oldu.” dedi.
Claire Oliver Gallery’de 15 Nisan’a kadar görülebilecek sergi, özellikle tekstil sanatı ve etnografya meraklılarını bekliyor. Küratörler, eserlerdeki her kumaş seçiminin özel bir tarihsel gönderme taşıdığını vurguluyor.