Paşahan’ın İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Hedef dergisinde yer alan yazısı şöyle:
Üretimde yüksek girdi maliyetleri nedeniyle Türkiye’de son 1,5 yıldır fiyatlarda normalin üzerinde bir artışla karşı karşıyayız. Üretim maliyetlerimiz dolar bazında Asya’daki rakiplerimize göre yüzde 40-50, Avrupa’daki bazı ülkelere göre ise yüzde 15-20 daha pahalı.
TİM ve İHKİB Başkanımız Mustafa Gültepe’nin sık sık dile getirdiği gibi, “Türkiye artık pahalı değil, çok pahalı” bir ülke konumuna geldi. Kur, girdi maliyetlerine paralel hareket etmeyince fiyat tutturamadığımız için ihracatta müşteri ve pazar kayıpları yaşadık. İthalatta ise ciddi bir artışla karşı karşıya kaldık. 2023’te Hazır Giyim ve konfeksiyon ithalatı 2022’ye göre yüzde 23 artışla 3,2 milyar dolara yükseldi. İthalattaki artış, bu yıl da devam ediyor. 2024’ün ilk yedi ayında Türkiye’nin genel ithalatında yüzde 8,3’lük daralmaya rağmen Hazır Giyim ve konfeksiyon ithalatı yüzde 20 artışla 2,1 milyar dolara ulaştı. Az önce bahsettiğim gibi Türkiye’de üretim maliyetleri çok yüksek.
Dolayısıyla bazı yerli markalarımız yurt içinde satacakları ürünlerin bir bölümünü Mısır ve Bangladeş gibi ülkelerdeki fabrikalarından getiriyorlar. İthalattaki artış da temel olarak bu zorunlu tercihten kaynaklanıyor. “İthalattaki artış, arzu ettiğimiz bir tablo değil” Üretimde küresel bir oyuncu ve marka ülke olduğumuz moda endüstrisi, ülkemiz için stratejik bir sektör. Neredeyse 50 yıldır küresel markalara üretim yapıyoruz. 2022’de 22,1 milyar dolarlık ihracata ve yaklaşık 740 bin kişilik istihdama ulaşmıştık. Yerli markalarımızın 100’ü aşkın ülkede 3 bini aşkın mağazası ve satış noktası bulunuyor. Gerekli altyapının oluşturulması ve kamu otoritesinin de desteklemesi hâlinde bu sektörün 40 milyar dolarlık ihracat potansiyeli bulunuyor. “Risk” şeklinde tanımlamasak da böylesine uzmanlaştı- DIŞYÖNDER Başkanığımız bir sektörde pazar kaybı yaşamamız ve ithalattaki artış, elbette arzu ettiğimiz bir tablo değil.
Hazır Giyim ve konfeksiyon sektöründe en çok 6204 tarife altındaki kadınlar ve kız çocuklar için dokuma takım elbise, takım, ceket, blazer, elbise, etek, pantolon, 6109 tarifeli tişörtler ile 6203 tarifeli erkek ve erkek çocuklar için dokuma takım elbise, takım, ceket, blazer, pantolon ürün grubunda ithalat artışı dikkat çekiyor. Hazır Giyim ve konfeksiyon, net ihracatçı bir sektör. 2022’de ülkemize net 18,5 milyar dolar döviz kazandırmıştık. İhracatımızdaki daralma ve ithalattaki artışa paralel olarak 2023’te bu miktar, 16 milyar dolara geriledi. Bu yılın sekiz aylık bölümünde yüzde 8,9 gerileyen ihracatımız, 12 milyar dolar düzeyinde kaldı. 2022’nin aynı dönemine göre kıyaslarsak kayıp, yüzde 20’ye yaklaşıyor. Sektördeki daralma, net döviz girdisinde, ihracatçı-imalatçı firma sayılarında ve istihdamda da gerilemeye neden oluyor. 2022’den bu yana 3 bin 400 civarında firma kapanırken 738 bine dayanan istihdamımız, Haziran 2024 itibarıyla 597 bine gerilemiş bulunuyor. Bu da 1,5 yılda 140 binden fazla istihdam kaybı anlamına geliyor.
Cari fazlası veren ve ülkemiz istihdamına büyük ölçüde katkı sağlayan sektörümüzün kayıplarını en aza indirgeme noktasında adım atılması büyük önem taşıyor. Hep dile getirdiğimiz gibi döviz kurunun girdi maliyetlerine paralel hareket etmesi, Hazır Giyim ve konfeksiyon sektörünün de aralarında bulunduğu emek yoğun sektörler için istihdam desteklerinin artırılması gerekiyor. Tüm bu konularla ilgili değerlendirmelerimizi ve beklentilerimizi Ticaret Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili kurumlarımızla paylaşıyoruz. Taleplerimizin karşılanması durumunda Hazır Giyim ihracatımızda yeni bir artış ivmesi yakalayabiliriz.