Arama
Servisler
Sosyal Medya

‘Düşük kur politikası başımızın belası!..’

Havlu, bornoz ve ev tekstilinin yanı sıra son dönemde hazır giyime de yönelen Bursa merkezli Minteks Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Özkan İrman, Tekstil Haber’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Önemli olan sektörel sürdürülebilirliğin sağlanması” diyen İrman, finansman yükünün büyük sorun olduğunu belirterek, “En büyük başımızın belası, 2008’den beri, düşük kur politikası. İhracatçının lehine mutlaka ihracatta sübvanse gelmesi lazım.” dedi.
,

Havlu, bornoz ve ev

Minteks Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Özkan İrman, tekstil sektörünün çok büyük bir rekabet ortamı içinde olduğunu belirterek, “Dünya o kadar global ki beş dakika sonra herhangi bir yerden bir numune almanız, beş dakika sonra fiyat almanız çok mümkün. Dünyanın ta öbür ucundan size bir ayakkabı, tişört, bir gözlük gelebiliyor. Bu şartlarda ticaret yapacağımız aklımıza gelmezdi.” dedi.

Tekstil Haber’in “İlmek İlmek Muhabbet” röportajlarının ilk konuğu olan İrman, güncel gelişmeleri de değerlendirdi.

‘Durum sürdürülebilir değil’

Dünyanın ilkel çağlardan beri hep bir ekonomik savaş içerisinde olduğunu söyleyen Özkan İrman, olağandışı bir süreçten geçildiğini söyledi.

Türk iş dünyasının bugüne kadar çok kriz gördüğünü kaydeden İrman, “Bir mamul ürettiniz, rafa koyacaksınız, onun normal değeri, atıyorum 300 TL olsun, 300 TL koysanız tüketici için çok pahacısınız, 200 TL koysanız beş kuruş para kazanamadığınız gibi görünmez giderlerden de zarar ediyorsunuz. Bu ne sürdürülebilir, ne anlaşılabilir, ne gelecekle ilgili bir plan yapılabilir bir durum.” diye konuştu.

‘Her yerden yumruk geliyor’

Tekstil sektörünün emek yoğun bir sektör olduğunu, sektörün büyüdüğü ölçüde istihdamın da büyüyeceğini ifade eden İrman, “Güzel haberler gelmiyor. Rakiplerimizden de piyasadan da güzel haberler gelmiyor.” dedi.

“Yenilik yapmak zorundasınız, yeni kumaşlar, yeni modeller, çılgınca şeyler, insanın aklının hayaline gelmeyecek şeyler.” diyen İrman, böyle süreçte en büyük zorluğun finansman yükü olduğunu söyledi. İrman, “İşletmeci tabii ki finansmanla uğraşacak, ama en çok yenilik ve yatırımla uğraşması lazım. Bir boksör düşünün. Her yerden yumruk geliyor. Kendini mi koruyacak, yeni bir yumruk mu atacak?” diye sordu.

Tek tek firmaların sürdürülebilir üretime yönelmesinin tek başına yeterli olmayacağını belirterek, sektörel sürdürülebilirliğin önemine dikkat çeken İrman, şunları söyledi:

‘İhracatta sübvanse gelmesi lazım’

“En büyük başımızın belası, 2008’den beri, düşük kur politikası. Düşük kur… Fiyat yapacaksınız, 10 dolar diyorsunuz, sonuçta TL’ye böldüğünüzde bunun karşısından bir katma değer ortaya çıkması lazım, öyle değil mi? Çıkmıyor! İhracatçının lehine mutlaka ihracatta sübvanse gelmesi lazım. Ülkenin maliyesi döviz bozmazsa ihracatın büyümesi mümkün değil. Mutlaka parayı bozduğunda artı değer çıkması lazım. Her zaman değil, zor zamanlarda. 2008’de yapılmadı, şimdi bugünlerde eğer sektörler yaşasın istiyorsa ülkemiz, ciddi döviz girsin istiyorsa mutlaka böyle bir hareket yapılması lazım. Başka bir reçetesi yok. Bu kurdan para bozdurduğunuzda, karşı taraf 10 dolar diyor sizin 15 dolardan mal satmanız lazım, mümkün değil.”

‘Yurt dışında fiyat tutturabiliyor’

Mevcut koşullar nedeniyle yatırımların yurt dışına kaymasını da değerlendiren İrman, “Bir tanıdığım var. Üç değişik ülkede 30 bin kişiye iş veriyor. Neden dışarıda 30 bin kişiyi istihdam ediyor? Orada bir şey ürettiğinde, orada ihracat yaptığında fiyat tutturabiliyor, bu kadar basit. 30 bini yüzlerle binlerle çarpın. Birçok müteşebbis ya kapatıyor ya yurt dışında yapıyor.” diye konuştu.