Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe üretim gücü açısından dünyada ilk 5’te, AB’de ise ilk sırada yer alan Türkiye, 2022’den bu yana hızla artan maliyetler nedeni ile gücünü kaybetmeye başladı.
2022’de ulaştığı 21,2 milyar doların ardından fiyat baskısı ile ihracat rakamları hızla gerileyen sektör, geçen yılı 19,2 milyar dolar ile kapatırken, hem birim fiyat hem de dış satımda güç kaybedince çıkış için lüks markalara yöneldi. Ancak yüksek maliyetler nedeni ile rekabet gücü olumsuz etkilenen Türk hazır giyim sektöründe “fast fashion” markaların ardından lüks markalarda da kaçış başladı.
Ekonomim’den Yener Karadeniz’in haberine göre, fiyat odaklı markaların uzun süredir Türkiye’de fiyat tutturamadığı için rakip ülkelere yöneldiğini dile getiren sektör temsilcileri, son dönemde karlılık hedeflerini tutturamadığı gerekçesi ile lüks markaların da fiyat baskısı yapmaya başladığını bildirdi.
Sektör temsilcileri şu görüşleri dile getirdi:
‘Birim fiyatlar artmalı, maliyet kontrol altına alınmalı’
“Türkiye’den iş alıyorlar ama onlar da bir volume sağlamaya ve fiyat odaklı olmaya başladılar. Ama bugün ödemek istedikleri rakamlar ile bizim kar etme şansımız yok. O nedenle o segmente de kaçış başladı. 2025 yılına dair beklentiler de umut verici değil. Lüks ve orta segment markaların Türkiye’den çekilmesiyle ihracat daha da düşebilir. Sektörde sürdürülebilir bir büyüme için birim fiyatların artırılması ve maliyetlerin kontrol altına alınması gerekiyor.”
Türkiye’de fiyat baskısını artıran ve fiyat tutturamadığı için alımlarını rakip ülkelere kaydırmaya başlayan orta ve üst segment markalar arasında Ralph Lauren’den Tommy Hilfiger’a, Calvin Clain’e kadar birçok marka bulunuyor.