Geleneksel kültürden ilham alan Çinli moda markaları, New York, Paris ve Milano’da adından söz ettiriyor.
Juzui
New York Moda Haftası’nda sergilenen “Kış Çiçekleri Fısıldıyor” koleksiyonuyla dikkat çeken marka, erik çiçeği ve şakayık gibi geleneksel motifleri çağdaş kesimlerle buluşturdu.
70’li yaşlarında podyuma çıkan Elon Musk’ın annesi, süpermodel Maye Musk’ın da katılımıyla defile büyük yankı uyandırdı.
Tasarımcı Wang Tao, “Yurtdışı medyasının bizi ‘Çinli lüks marka’ olarak tanımlaması, kültürel yayılımın önemini kanıtlıyor.” dedi.
Pronounce
Londra ve Milano’da sahne alan marka, Çin felsefesinden esinlenen tasarımlarıyla Victoria & Albert Müzesi’nin koleksiyonuna girdi.
Tasarımcı Li Yushan, “Çinli tasarımcılar olarak kendi kültürümüzü özgün bir şekilde yorumlamaktan gurur duyuyoruz.” diye konuştu.
Sandriver
Tibet yünü “pulu” ve Moğolistan keçesi gibi somut olmayan kültürel mirasları modern tasarımlarla birleştiren marka, Paris’te düzenlenen Maison&Objet fuarında büyük beğeni topladı.
Tasarımcı Guo Xiuling, “Paris’te geleneksel Tibet dokuma tekniklerini sergilediğimiz standımız büyük ilgi gördü. Kültürümüzü dünyaya tanıtmak en büyük motivasyonumuz.” ifadelerini kullandı.
Sandriver Kurucusu Guo Xiuling de “Geleneksel zanaatlarımızı cesaretle sergilediğimizde, dünya bize hayran kalıyor.” dedi.
Küreselleşme yolundaki zorluklar
Çin tekstil üretiminde dünya lideri konumunu korusa da yerel tasarımların küresel markaya dönüşmesinde belli zorluklar yaşıyor.
Donghua Üniversitesi Moda İnovasyon Enstitüsü Dekanı Li Jun, Çinli markaların uluslararası pazarda karşılaştığı engelleri şöyle özetledi:
– Batı pazarlarına uyum sağlama zorluğu,
– Telif hakları ihlalleri (Sandriver markasının ABD’de yaşadığı marka anlaşmazlığı gibi),
– Yerel vücut ölçülerine uygun koleksiyonlar geliştirme ihtiyacı.
Zorluklara karşın uzmanlar Çin moda endüstrisinin elektrikli araç sektöründeki gibi küresel atılım yapacağını öngörüyor.