Ekonomim’den Esra Özarfat’a konuşan İpeker, “Türkiye’nin tekstil ihracatının yüzde 65’ten fazlası halen AB ülkelerine gidiyor. ABD’nin bu politikaları nedeniyle Avrupalı markaların ABD pazarında yaşayacağı kayıplar, bizim Avrupa’daki ihracatımızı domino etkisiyle vurabilir” diyerek endişelerini dile getirdi.
Çin’e Alternatif Olma Potansiyeli
Öte yandan İpeker, Türkiye’nin Çin’e alternatif olma şansını şu şartlara bağlıyor:
“ABD’nin Çin’e uyguladığı ek vergi, Türkiye için altın bir fırsat penceresi açtı. Ancak bu fırsatı değerlendirmek için üretim maliyetlerimizde yüzde 15-20’lik bir rekabetçi avantaj sağlamamız gerekiyor. Enerji maliyetleri ve işçilik verimliliği konusunda acil reformlar yapmalıyız.”
Lojistik ve Vergi Engelleri
İpeker, lojistik maliyetlerinin Türkiye’nin en büyük handikaplarından biri olduğunu vurgulayarak, “ABD’ye deniz yoluyla taşıma süremiz Çin’den 10 gün daha uzun. Bu dezavantajı yüzde 8-10’luk bir maliyet farkıyla telafi etmemiz mümkün. Ancak ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı yüzde 17’lik ortalama tekstil vergisinin yüzde 10’a çekilmesi gerekiyor” dedi.
Stratejik Öneriler
İpeker çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
- “Hükümet acilen ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerini hızlandırmalı”
- “Özel sektör, 3 yıl içinde ABD pazarına yönelik üretim kapasitesini yüzde 40 artırmalı”
- “Ar-Ge yatırımlarımızı en az yüzde 25 oranında artırarak katma değerli ürüne geçmeliyiz”
Uzun Vadeli Projeksiyon
İpeker son olarak, “Eğer bu adımları atabilirsek, önümüzdeki 5 yılda ABD pazarındaki payımızı şu anki yüzde 3,2’den en az yüzde 8’e çıkarma potansiyelimiz var. Aksi takdirde bu tarihi fırsatı kaçırabiliriz” uyarısında bulundu.