Dünyamız hızla kirleniyor. Artık üzerindeki yükü taşıyamayacak durumda ve alarm veriyor. Son yıllarda tekstil sektöründe üretim ve tüketimin oldukça artmasına neden olan “hızlı moda” ile birlikte tekstil de çevreyi en fazla kirleten sektörler arasında yerini aldı. Üretimin fazla olması atık fazlalığını da beraberinde getiriyor.
Kişi başı yıllık tekstil atığı 37 kg olan ABD’de, yıllık 17 milyon ton tekstil atığı ortaya çıkıyor. Avrupa’da çöpe giden kıyafet atıkları yıllık 4 milyon tonu bulurken, dünya genelinde yıllık 40 milyon ton tekstil ve konfeksiyon atığı oluşuyor. Tüm bunların toplanabilmesi durumunda, 250 milyar dolarlık bir ekonomik değer yaratılması mümkün.
Türkiye’de ise yıllık yaklaşık, 1 milyon 800 bin ton ürünün yılda yaklaşık 600 bin tonluk kısmı çöpe gidiyor. Yakın zamanda uygulamaya giren kıyafet toplama kumbaralarıyla, yılda yaklaşık 40 bin ton giysi toplanarak geri kullanım için ayrıştırılıyor ve 10 bin tonluk bölümü geri dönüştürülebiliyor. Çöpe giden tüm kıyafetlerin toplanması ve değerlendirilmesi durumunda, Türkiye’nin 2,5 milyar dolarlık bir katma değer yaratma potansiyeli bulunuyor.
Yarın değil bugün
Hazır giyim atıklarının neredeyse tamamen geri dönüştürülmesi mümkün olduğu halde, dünyanın en gelişmiş ekonomilerinde bile bunun uygulanmaması ve çevresel yüke sebep olması, tekstil sektörünün sürdürülebilirliğini de riske ediyor. Elde edilen veriler ışığında değerlendirildiğinde, tekstil ve hazır giyim sektörünün, hammadde ve ürün üretiminin yanı sıra kullanım ve kullanım sonrası aşamalarda meydana gelen çevresel zararlara karşı önlem almaması halinde, ortaya çıkması beklenen olumsuz etki, oldukça büyük.
Mevcut şartlarla devam edilmesi halindeyse, tekstil sektörünün 2050’ye kadar dünyadaki karbon bütçesinin yüzde 26’sını tek başına tüketeceği öngörülüyor. Ayrıca mevcut şartların devam edeceği varsayılarak hazırlanan senaryolarda, 2050 yılında tekstil ve hazır giyim sektörünün yenilenemeyen hammadde kullanımının 300 milyon tona, okyanuslara bırakılan mikroplastik miktarının da 22 milyona varacağı ifade ediliyor.
Tekstil sektörünün olumsuz çevresel etkilerini önlemek ve hammadde kısıtlarıyla çevresel faktörlerin sektörün geleceğini riske atmasını engellemek için, geleneksel üretim yöntemlerinden vazgeçmesi gerektiği, artık tüm dünya tarafından kabul ediliyor. Giderek artan bu riski bertaraf etmenin çözümü ise doğrusal malzeme akışı yerine döngüsel malzeme akışının benimsenmesi ve geri dönüştürülmüş liflerin kullanımının yaygınlaştırılmasından geçiyor.
2050’den sonra yasak
Tekstil sektöründe sürdürülebilir üretim için iki yöntem öne çıkıyor. Yöntemlerden biri geri dönüşüm, diğeri ise yeniden kullanım…
Yeniden kullanım yönteminde tüketiciler tekstil ürünlerini bir süre kullandıktan sonra bireysel olarak yeni bir kullanıcıya verebiliyor ya da ürünlerin ikinci el olarak satılması sağlanabiliyor. Bu şekilde tekstil ürünlerinin kullanım süresi uzuyor ve sürdürülebilir üretime de katkı sağlanıyor.
Geri dönüşümse, kullanıcı öncesi ya da sonrası süreçlerde tekstil atıklarının yeniden değerlendirilmesi sonucu tekrar tekstil ya da tekstil dışı ürünler elde edilmesi anlamına geliyor. Geri dönüşüm yöntemiyle tekstil atıkları başka üretim süreçlerine girdi sağlayabileceği gibi, tekstil dışı üretim süreçlerinin atıkları da tekstil üretimine katkı sunabiliyor.
Avrupa Birliği, 2025 yılından itibaren tekstil atıklarının ayrı toplanması zorunluluğunu getiriyor; ayrıca bu ürünlerin yakılmasını veya evdeki çöplere atılmasını yasaklıyor. Çevre sorunlarının azaltılmasına yönelik atılan adımlardan biri olan bu uygulamanın tekstilde geri dönüşüm faaliyetlerine önemli oranda katkı sağlayacağı öngörülüyor.
Dönüşümün merkezi Uşak
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tekstilde geri dönüşüm yatırımları her geçen gün artıyor. Bu alanda faaliyet gösteren firmalar yoğunlukla İstanbul’da bulunuyor. Adana, Bursa, Kayseri ve Gaziantep’teki az sayıdaki şirket bu konuya hassasiyetle yaklaşıyor.
Uşak ise Türkiye’de tekstil geri dönüşümünün merkezi konumunda. Uşak sanayisi, geri dönüşüm sektörünün yaklaşık yüzde 72’sini karşılıyor. Günlük 1700, yıllık ise 510 bin ton ürün, 484 bin 500 ton elyafa dönüştürülerek 720 milyon dolar katma değer sağlanıyor. Uşak’ta tekstilin yanı sıra deri, seramik, metal, plastik, kâğıt, lastik, ambalaj geri kazanımı faaliyetleri de yapılıyor.
62 ülkeye ihracat
Tekstilde geri dönüşüm, aynı zamanda önemli oranda su tasarrufu da sağlıyor. 1 kilo pamuklu tekstil ürünü için 10 bin litre su gerekiyor. 2018 yılında Türkiye’nin su tüketimi 54 milyar m³ iken Uşak, tekstil geri dönüşümü alanında yaptığı üretimle tek başına yılda 4,8 milyar m3 suyun kullanımını engelledi ve önemli miktarda tasarruf sağladı.
Türkiye, pamuk lifi geri kazanım ihracatında, 70,6 milyon dolar ile dünyada yüzde 18,6’lık paya sahip ve en fazla ihracat yapan ülke konumunda. 62 ülkeye; kırpıntı geri kazanımı, bundan elde edilen rejenere iplik, örgü, triko ve çorap ihracatı yapılıyor. Dünya genelinde çorap üreticilerinin kullandığı ipliğin yüzde 70’e yakını da Uşak’tan sağlanıyor.
Markalar yüzünü dönüşüme çevirdi
Sürdürülebilir üretime geçmeyi hedefleyen uluslararası markaların gündeminde de geri dönüşüm var; hem üreticilerin hem de tüketicilerin bu konudaki farkındalığı artıyor. Özellikle küresel trendler incelendiğinde, gelir seviyesinin ve eğitim düzeyinin yüksekliğiyle doğru orantılı olarak bu konudaki bilincin artış gösterdiği gözlemleniyor.
Moda dünyasında geri dönüşüme yönelik ilgi artmaya devam ederken üreticiler, bir taraftan üretim süreçlerinde açığa çıkan atığı yönetmeye, diğer taraftan da yeni fırsatları değerlendirmeye çalışıyor.
DÜNYADA GERİ DÖNÜŞÜM
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan Bursa İli Tekstil ve Geri Dönüşüm Tesisi ön fizibilite raporunda yer alan bilgilere göre, bazı ülkelerin geri dönüşüm konusunda attığı adımlar şunlar.
Hindistan
Dünyanın en büyük tekstil üreticilerinden biri olan ve 15 milyondan fazla kişinin istihdam edildiği Hindistan’da, tekstil geri dönüşümü Panipat bölgesinde yoğunlaşmış durumda. Yaklaşık 150-200 adet işleme merkezinin bulunduğu bölgede yıllık 62 milyon dolar ciroya ulaşılıyor ve toplam 20 bin kişi istihdam ediliyor.
Fransa
Tekstil geri dönüşümünü ulusal döngüsel ekonomi politikasıyla birleştiren en önemli ülkelerden biri olan Fransa, tedarik döngüsünü hızlandırmak için Döngüsel Tekstil Borsası’nı (Circular Textile Stock Exchange) kurdu. Borsanın temel hedefi ise pazardaki tekstil atıklarının en az yüzde 50’sini toplamak ve toplananların yüzde 95’ini yeniden kullanıma sokmak veya geri dönüşüm süreçlerinden geçirmek.
Almanya ve İngiltere
Bu iki ülkenin tekstil geri dönüşümü konusunda dünyadaki diğer örneklerden öne çıkan özellikleri, bu tür inisiyatiflerde küresel proje ortaklarıyla çalışmaları… Aynı zamanda en iyi tekstil geri dönüşüm sistemlerine sahip olan ve geri dönüştürülmüş tekstilden yapılan ürünler alanında “en iyi uygulama” olarak gösterilen Almanya ve İngiltere, tekstil atıklarının değerlendirilmesi ve halkın katılımını teşvik etmek amacıyla geri dönüşüm tesisleri de kuruyor.
Hollanda
Hollanda’nın geri dönüşüm zinciri; toplama, sıralama, satışa elverişli kıyafetler, geri dönüşümsüz kıyafet ve tekstil ürünlerinin işlenmesini kapsıyor. Tekstil atıkları, çeşitli ticari ve yardım kuruluşları tarafından düzenleniyor.
Belçika
Ülkedeki Flaman Bölgesi, atık yönetimi ve mevzuat açısından en iyi uygulama örneği olarak kabul ediliyor. Bu bölge aynı zamanda, Avrupa’nın büyük geri dönüşüm merkezlerinden bir olma özelliği taşıyor.
ABD
Her yıl 15 milyon tondan fazla kullanılmış tekstil atığı üretiliyor. Bu miktar, son 20 yılda iki katına çıktı. Ortalama bir Amerikalı, yaklaşık 80 kilo kullanılmış kıyafeti atıyor. Tekstil Geri Dönüşüm Konseyi’ne göre, kullanılmış kıyafetlerin yaklaşık yarısı yardım kuruluşları tarafından kamuya veriliyor. Hayır kurumları bu giysileri ücretsiz veya düşük fiyatlarla dağıtıyor veya satıyor. Yeniden kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir tekstil ürünlerinin yüzde 61’i ise diğer ülkelere ihraç ediliyor.
TEKSTİL ÜRETİMİNDE SU
Dünya genelinde yıllık 110 milyon ton elyaf üretiliyor. Bunun sadece yüzde 7,5’lik kısmı geri dönüşümden (yüzde 0,5’i tekstil atıkları ve yüzde 7’si pet şişeler) elde ediliyor.
Her yıl elyaf üretimi için 342 milyon varil petrol, pamuk üretimi için yıllık 300 milyar m3 su kullanılıyor. Bu da küresel tatlı suyun yüzde 12’sine denk geliyor.
6 pet şişeden 1 tişört, 40 pet şişeden 1 kot pantolon üretilebiliyor. Bu giysiler orijinal pamuktan üretildiğinde 1 pamuklu tişört üretmek için 2 bin 720 litre, 1 kot pantolon için 8 bin litre su tüketiliyor.
(Kaymak: Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası)