Halı Atölyesi, halı dokuma eğitimini güncel sanatla ilişkilendiren, “beraber öğrenme”ye dayalı pedagojik yaklaşımı ve herkesin katılımına açık programlarıyla gerek kurum içinde gerekse kurum dışında benzersiz bir konum edindi. Akademiye içkin cinsiyetçi hiyerarşileri ve kemikleşmiş bürokrasiyi ilke ve uygulamalarıyla alaşağı eden; öğrenciyi, sanatçıyı, misafiri, kültür emekçisini aynı masa etrafında buluşturabilen ve en önemlisi, “sokağı dışlamayan” müstesna bir model yarattı. 1992’de Halı Atölyesi’ne asistan olarak atanan görsel sanatçı ve akademisyen Gülçin Aksoy (1965-2024) ile ona eşlik eden bir grup öğrenci ve yol arkadaşının önayak olduğu dinamizm, 1990’lar sonundan itibaren atölyeyi günbegün dönüştürdü. Açığa çıkan bu sinerji, Aksoy’un hem fiziken hem de fikren açık tuttuğu atölye kapısından taşıp önce okulun koridorlarına, sonra da İstanbul’un güncel sanat ortamına yayıldı. Atölyenin üretim modeli, 2000’li yıllarda İstanbul’daki bağımsız sanat inisiyatifleri, feminist çevreler ve disiplinlerarası kolektiflerle kurduğu ilişkiler sayesinde çoğaldı, çeşitlendi ve genişledi.
“Bir halıyı da dokuyabilirsiniz, bir fikri de” yaklaşımını merkeze alan atölyedeki ortak pratiklerin tarihine ışık tutan 90’lardan Beri Halı’dayız sergisi, 19 Eylül 2025–1 Mart 2026 tarihlerinde Salt Beyoğlu’nda ziyarete açık olacak.
Sergi, Spot Projects’in desteği; Türk Tuborg A.Ş., Bankerhan Hotel, Eureko Sigorta ve Jotun Boya’nın katkılarıyla gerçekleştirilmektedir.

